Özlemek kalbin vücuda sığmadığını hissedince,
Başlar.Gecenin dilsiz oluşunun hakikatiyle ilerler,
Hayalini kurduğun gerçeğini fragmanını izlerken biter.
Yani özlemek duyguların piri olduğunu çekerek özetler
Sabahın ilk ışıkları duyguların,duygularla buluştuğu sezi,
Gece ise hayalini kurduğun gerçeğin menzil siz seferi,
Ölü bulunan oda gibi; ruhun buluşmuştu, gerekir mi beşer?
İşte özlemek böyle bir duygu ölümün acısıyla eş değer.
Özlemek Bir annenin gömdüğü evladını kalbinde taşıması
Özlemek toprağa atılan tohumun içinde bir ağacı saklaması
Özlemek insanın hududu; aşınca kederlere boğulduğu
Özlemek insanın menzili,varabilirse bu her beşere kafi.
Özlemek ulaşamadığın hedefe bile aşiyan olmak
Özlemim naralar koparırken içinde duvarlar hep sessiz kalacak
Göz yaşıyla yapılan dua gibi gözünün yaşını silen olmayacak
Duanı kabul eden Rabbin olacak Özleminin büyüklüğünden de büyük!
Özlemek sınırlandırılsa hiç düşünmem aşarım.Gerekirse onunla,
Enginlere çıkarım.Çölde su bile olmasa özlemim suya toktur,
Özlemimin bana ihtiyacı var,benimle mutluluğa ulaşacaktır,
Kalbin sınırına ulaşıp sonsuzluk kervanına elbette katılacaktır.
İşte son bumu? Özlemim özlediğime kavuşuyor mu?
Suyun toprağa verdiği ruhu özlediğim özlemime verebiliyor mu?
Paramparça duygumun hesabını özlediğim karşılıyor mu?
Rüzgara yazdım özlemimi, seni oradan serinletiyor mu?
Senin özlemin kar tanesi, ve ilk güneşte eriyip bitti,
Benim özlemim zirvedeki kar tanesi,benimkini güneş bile eritemedi.!
Kayıt Tarihi : 19.3.2015 22:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!