-I-
Bir nazlı,cilveli çeşme suyunun
billur damlasının
ateşli öpüşüyle
avunuyorsa
sevdalı gönlün,
anla ben kimim bugün
kimim ben senin için?
Deniz kıyısında yalnız mor bir kaya,
bir eski aşk serüveni
gözümde bu sihir dolu dünya.
Bir damla düşü verdi önce avcuma,
sonra bir damla daha …
Gökte beyaz nurlu ay,
Yerde gönlüm sevişiyor
Tanrısına kul olmuş
o garip, yalnız adamla…
-II-
Her damlası bir sevda,
alev almış göğsüne.
Mutlusun, ay ışığı
geldim işte bu güne.
Yukarıda gökyüzü,
gökyüzü çadır çadır.
Hüzünlü bir aşk şarkısı
figanı ora varır.
Gökyüzü uzak, uzak,
gökyüzü çatlak,
gönlüm, kafanı yasla gökyüzüne,
kafanı yasla bu hüzünlü şarkıya
sessiz sessiz uyu, uyu…
Yardımcın olsun senin
Ay ışığı, çeşme suyu…
-III-
Bir nane yaprağında
bir inci çığ damlası
parlar durur.
Bin sene önceki masum bir sevda
bin sene önceki ay gibi
gözlerimin önünde durur…
-IV-
Ağaçların, yaprakların,
sevdaların gölgesinde
boş bıraktım hayatımı.
Boş bıraktım kendimi.
adamlar arasında.
Niçin seni aradım menekşem,
söyle niçin
aradım seni bugün
mavi beyaz güllerin sırasında..
-V-
Güllerin üzerinde
bir damla gözyaşı gibi
geceden hatıra kalmış nem…
Biliyormusun, neredeydim -
bir yerde ki,
ne cennet vardı, ne cehennem…
Bu dünya da yoktu,
ne evveli, ne sonu…
Bulutlar ve melekler
burda benden yukarı.
Yalnız Tanrı vardı gökte
bakıyordu yeryüzüne.
Tanrı gülümsüyordu
şairlerin yüzüne…
Kayıt Tarihi : 22.3.2008 18:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!