Duygu Tünelinden Geçmişe Bir Yolculuk

Murat Kizilyar
9

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Duygu Tünelinden Geçmişe Bir Yolculuk

Yaradan takdir kıldı; vasıl olduk şirin bir köye, ayrıldık memleketten,

Hemhâl olduk tez zamanda, yaşlısından gencine, kaynaştık tâ yürekten.

İnşâ oldu bir mesken tarih kokan mabedin gölgesine,

İki oda bir avluydu; bahçesinde kuyu, kümes ve tandır,

Sevgiyle yoğrulunca kerpiçler; orası candır, saraydır, handır.

Ve zaman akıp gitti; minare olup yükseldi çocukluktan hatıralar katlanarak gökyüzüne,

Kızak, topaç, tahtadan arabalar ile kar beyaz yolculuk yapardık rüyalar ülkesine.

Veremezdi o hazzı ne atari, ne tetris, ne tablet, ne atlı karınca,

Çocukluğu doyasıya yaşardık dokuz taş, eldaş, patıldak, âşık, çelik çomak oynayınca.

Dağları, yamaçları, dereleri, tepeleri lezzet ve bereket doluydu her adımda,

Kuş ekmeği, yemlik, ısırgan, evelik, kuzu kulağı, nane, kekik vazgeçilmezdi, çorbalarda, sofralarda.

Sıcak ekmek, sarı yağ, çeçil peynir, kete ve lavaş,

Yok alemde böyle bir keyif, böyle lezîz bir uğraş.

Toplaşırdık tandır başı halkasına; dinlerdik içinde periler, keloğlanlar, devler olan masallar,

Şimdilerde o heyecan ne televizyonda, ne telefonda, ne sinemada var.

Kazlar, ördekler; sesleriyle, renkleriyle cümbüş cümbüş gezinirdi her yerde,

Kuzular koşuşurdu dört bir yana, keçiler ve oğlaklar seke seke,

Öyle ki, gökyüzünün sonsuzluğu umut olur, ışık olur inerdi yere perde perde.

Her yerde kaynayan bir su, oluk oluk gözeler,

Orada bir de muhabbet kaynar tokaçlar eşliğinde, gençler diz dize, göz gözeler.

Tutardık elimizi, kana kana su içerdik berrak ve soğuk akan pınarlardan,

Ruhları şâd olsun, merhum Şahvelat ve Bayram hayratından.

Uzun bir vadiden geçen geniş bir dere şırıl şırıl dökülürdü, kanyonlar arasından süzülen çaya,

Bahar gelir koşardı çocuklar oraya, büyük bir coşkuyla gezmeye, yüzmeye, balık tutmaya.

Bir de aslan yüreklilerdi, vatan sevdalılardı ki, duyulsa hain bir ses,

Yaşlılar, halalar, bibiler, emmiler olurlardı en zor zamanda tek yürek, tek nefes.

Hastalar, yaşlılar, düşkünler, cenazeler, yolcular, garipler asla ihmal edilmezdi,

Herkese yetişen bir aileydi koca köyde yediden yetmişe herkes.

Sevgi dolu, koca yürekli, çalışkandı çiftçiler, kadınlar ve gençler hep birlikte,

Her biri muhteşemdi dürüstlükte, mertlikte, cömertlikte.

Her biri birbirinden mahirdi tarlada, harmanda, ekinde, hasatta,

Herkes bir ve beraberdi, sevinçte, tasada, yasta.

Yaşamımızın belki en kısa kesitiydi orada geçen,

Lakin hasret yükledi sîneye, bütün bir ömür gözlerde tüten.

Şimdilerde heyhat…

Kentlerde betondan katlara sıkıştı kaldı insanlık, bitti komşuluk, gitti dostluk,

Geriye ne kaldı; somurtkan kaldırımlar, yılgın ve yorgun bir beden, geçmişe doğru özlem ve burukluk.

(Kıymetli Büyükçatma'lı köylülerime selam ve sevgiyle ithafen...)

(MK, Ankara, 20.12.2022)

Murat Kizilyar
Kayıt Tarihi : 13.9.2024 07:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Merhum babamın imam olarak tayin olması vesilesiyle çocukluğumuzun geçtiği şirin köye bir vefa terennümüdür.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Murat Kizilyar