Duygu Tamircisi- Garib Çoban
Zamanında tahammül etmek zorunda kaldığımız şeylere, bir süre sonra umursamaz oluyoruz.
Yürü şems vakti dualarla yangınların üstüne, kendi alevini de getir.
Aslında tahammül sınırını aşan her ne varsa, alâkamızdan ayrılıyor.
Bana kalırsa, neticeler arasında en dehşetli olan da budur.
Bazı kimseler zamanla insanlara küsüyor, kapanıyorlar kendi içlerine ve artık münzevi bir hayatı tercih ediyorlar.
Nedenlerini anlıyorum; onlara kızamaz veya bir mânâda bulunamayız.
Sevgi sevileni değil, kendisini değiştirir.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
Ey gönül düzeltemiyorum hayatımı.
Bilmem neden, sarstı şems vakti bir duanın seslenişi beni.
Neresinden çeksem, öteki yanı bozuluyor.
Gel teheccüt vakti konuşmadan dolaşalım Huu’lar cem’inde.
Gün batıyor beni doğurur gibi.
Bedenden çıkalım gönlümüze sığınan semahla, aşkı duymak için.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
İnsanlar kendilerine yaptıkları ve maruz kaldıkları kötülüklerden kaçıyorlar.
Bütün yollar tükeniyor ve inzivaya iltica ediyorlar.
Bunca kötülüğün veya ahlâksızlığın ortasında, iyi bir insan olarak kalmak için fazla sebebimiz yok.
Ama yine de çabalıyoruz değil mi?..
Kötülükten sakınıyor ve kirlenmeden, temiz kalmaya çalışıyoruz.
Son kişi kalana kadar, bu, dünyada hâlâ bir ümidin olduğuna dair delalettir.
Kim varımış biz burada yoğ iken.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
Hayatta ebediyet, edepti.
Kaybedenler sonsuza uyanır; yaşıyorken gelen ölümün soğuk hissinde bir daha gülmeye küsmüş.
Keşfedilmemiş bir gezegen kadar uzaktır çağır insanı kendinden sevgiye.
Sessizliğin saadet sayıldığı ama sükunetin eskisi gibi bir daha kalpte yer etmediği, sondan önce gelen sonsuzluğa uyanır.
Mutluluk yaşadığın hayat tarzında değil.
Hayata bakış tarzındadır.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
Bir cevaba dahi layık görmezsin.
Umursamadığın, yok hükmündedir.
İnsan, düzelsin diye eline aldığına diliyle dokunarak mahvedebiliyor bazen.
Saatler boyunca, b/aşka saatleri bekleriz.
İkisi arasında yol tutan kalbe değmeye uğraşıyor.
Anlaşılmak mı istiyorsun?..
Bize de tek bu gerek zaten.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
Kendini anla, o zaman yeterince anlaşılmış olursun.
O iş seni yeterince oyalar.
İşte bu mesele; yakmak için değse olur da yıkmaya gelene çare yok. Çaresizliğimize çare diye sığınmaktan öte çaremiz de kalmıyor sonra.
İnsanlar binlerce kez öldürse, her nefeste benden ayrılmayan bir arkadaşım var.
Hakikaten de, asla sevmemiş olandan daha yoksul kim vardır.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
Kendimizde olan kusurları görmek zordur, görmek için görmek istemek önemlidir.
Başkalarınkini ise hemen görebiliyoruz.
Diğer insanlardan önce kendimize bakmalıyız, kendimize dönmeliyiz.
Sadece iyi olman yetmez!..
Kötüden de uzak durman gerekir.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
Kalbimizde bir elek var sanki; incelikler geçebiliyor.
Kaba veya katı olanlar aşamıyor bu seddi.
Sözler, sesler, haller ve dahi eylemler, ne kadar incelirse, kalbe tesiri de aynı mesabede kolay olur.
Yağmur yağıyor teheccüt vakti gönlüme.
Zamanla değişmem uyum sağlarım vakte, fark vardır insandan insana.
Ey aşk, g/özlerime hayaller getiriyorsun.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
Seni sevmek şimdiye kadarki en güzel duygum diyen gönüle aşk olsun.
Bu da aşka yürüyüş vaktinin geldiği anlamına geliyor.
Herkes haddini bilse daha yaşanır bir dünya kurabilirdik.
Fakat, nasıl olsa utanmayacak, diyerek, birçok hususta susmak zorunda kalıyoruz.
Kanaatimi soracak olursanız, yine de muhatap olmayın.
Nasıl olsa utanmayacak!..
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
Beyhude çabanın bir faydası olmadığı gibi sarfedene zararı var.
Hayâ perdesi yırtık bu çağda alnına vuran ışığın aydınlık olacağına inanan karanlıkta kalır.
Kendinden hayâ edesi gelir de insanın, sorsak o da utanılacak bir şey yapmadığını savunur.
Allah bizi çağın hayâsızlığından korusun.
Yolu gönül olanın gönlü herkese yol olur.
Bu yol ki sıratı yol olduğuna utandırsın.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
Maruz kalıyoruz çoğunlukla.
Bir tercih hakkımız olmuyor veya kaçamıyoruz olmakta olandan.
Kötü haberlere, sözlere veya nefrete istemeden maruz kalıyoruz.
Böyle bir işkence altında, sağlıklı kalmak mümkün değil.
Gözler sadece zihnin algılamaya hazır olduğu şeyleri görür.
Daima güzeli ve iyiyi aramaktan başka çıkar yolumuz yok.
Bunca aynılığın içinden sıyrılıp doğruya ayna tutmak, güzeli izletmek yarın yürünecek sırata kuvve-i mâneviyyedir inşâllah.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
Neticesine tesir edemeyeceğimiz hadiseler için kendimizi fazla yıpratıyoruz.
Hem fikri hem de kalbi zahmetle yoruyoruz.
Umursama, demek kolay.
Umursa, lakin neticeler Allah'ın kudretindedir, bunu da asla unutma.
Ne kadar derin özlüyorsak kalbi, o denli incelir.
Önce ruh incelir ki akıl nasıl kesildiğini bilemez.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
Artık insan da anladı, akıl da, ruhlar da anladı.
Ancak kalbe eğilmek yüceltecekti âdemi, ademliğine rağmen ebedlerin ona secde edip yücelttiği gibi.
Belki de kalbin, kalbi ihmaliydi sebepsize ehemmiyetin buncası.
Nasip der geçer ya; vallahi geçilmiyor, geçilemez de.
Görmedim insan gibi kavi bir bend, tanımadım kalp gibi sızıya dinleti bir mend.
Umudumuz kadardır umurumuz; emrimiz, memuru olduğumuz kalbeydi.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
Ey aşk ihtiyacım var, sen için beni tamamla.
Sadece bilseydin vücudum nasıl rüya görür ve terler senin için.
Herkes sorumluluktan kaçmak için aklını teslim edecek birini arıyor.
Aşkın en derinlerdeki bir umudun çığlığının akışına kapılmak için.
Aklınıza mukayyet olun!..
İşte bütün mesele!..
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
Ya mücevher olup sevgideki yerini almak yani kendi olmak.
Ya da basit bir takı olarak başkaları tarafından süs eşyası gibi kullanılmak.
Tercih bize kalmış.
Akıl, muhatap, mükellef ve mes'ul olmanın, kısaca insan olmanın ilk şartıdır.
Ve dahi; göklerin ve yerin ikisi arasındaki yaratılmışların tek muhatabı aşka dönüş yoludur.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
Biliyorum birbirimizi arıyoruz
bilmeden her şey demektir.
Sadece bir his için,bir yolda,bir sessizlik sevgiyle.
Bu beni karşıya geçmeye yönlendiriyor.
Akıl burağını teheccüt vakti içindeki bölümlerin mertebeleri içine salıverdim.
Şems vakti s/an’a her b/aktığımda yeniden aşık oluyorum.
Sevgin mutluluk getirdi ey aşk
d/okunmadan bana dokunuyorsun.
Aşk varsa kapılar ardınızda.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
İnsana saygımı korumak için, insanlardan uzak duruyorum.
Büyük bir kalbin sorunu, herkese, hayatında olmayı hak etmeyenlere bile her zaman yer olmasıdır.
Sevgisini tek bir harfle ifade edebilen gönül, aşkın bütün alfabesini hak eder.
İnsan hiç yaşamadıkları maceraları anlatırken.
Allah ahdimize vefa gösteren kişileri karşımıza çıkarsın.
Dua tadında sevenler asla anlatamayacakları duygular yaşarlar.
Sırattan incedir sevda köprüsü, beraber geçelim tut ellerimden.
Belki bir deniz kenarında, el ele maziyi konuşacağız.
(Y.ed - Biz Bu Dünyaya Niçin Geldik Albümü)
Kayıt Tarihi : 8.6.2022 01:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yalnız kendi menfaatini gözeten dosta gönül bağlama. Fayda görmezse, sana düşman olur, ondan vazgeç. 🇹🇷 Yusuf Has Hacip 🇹🇷
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!