Yaşanır mı hiç,
Kin ve nefretle?
Bir adım bile atamazken,
Nasıl yürürüm bir ömür ben,
Yüreğinde öyle büyük bir dertle?
Değil ruha yapışık
Tırnak gibi etle,
Bencillik ve kıskançlık.
Olsa bile keser atardım;
Neden gireyim öyle pis bir yükün altına,
İşim değil hamallık.
Yılan gibi sokar,
Yararlanıp bir anlık gafletinden,
Kuşku ve alınganlık,
Sokma sakın yanına,
Fayda etmez son pişmanlık!
Değilim yamyam,
Neyime büyüklük, neyime intikam...
Kaldırıp atmasam ya dengemi bozar,
Ya küpümü çatlatır öfke ve düşmanlık!
İşim değil hamallık,
Taşıyamam öyle ağır duyguları ben,
Bastırırım kabarsa bile bazıları hindi gibi,
Yüreğimde anlık!
****
Bak, cocuk gibi,
Kıpır kıpır,
Yaşama sevinciyle dopdolu yüreğim
Uçuyorum pırpır.
Dün dünde kalmıştır Yeni gün için Allah kerim,
Umuda uyanırım her sabah,
Serinlik, ve tazelik yarı karanlıkta ilk hissettiğim .
Sonra ışıl ışıl olur içim dışım,
Güneş gibi bakar çünkü gözlerim.
Ve anaları,
İlk ona vurulmuşum,
Nasıl vazgeçilir ki,
Hayatın tadı sevmekte.
Sana başköşeyi ayırdım sevgili eşim,
Sen hep mutlu yaşa bu yürekte!
Bilir misin insan sevdiğini kıskanırmış,
Ben seni çok sevdim; ama hiç kıskanmadım,
Her yürek sana kapılarını açsın istedim hep,
Göçtüğümde dünyadan,
Sen kal ve başka gönüllerde daha büyük aşklar yaşa .
Çünkü geleceği Dünyanın sana bağlı,
Biliyorum senin öldüğün gün kopacak kıyamet,
Dilerim sevdiğim,yaşarsın sen daha çok gönülde,
Yaşarsın sen ilelebet.
Kayıt Tarihi : 11.2.2011 20:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hayırlı çalışmalar Necip bey.
TÜM YORUMLAR (2)