Dört duvar içinde yaşıyorum tüm mevsimleri...
Bir zamanlar günü karşılarken
dokunduğum
tüm ışıklar, renkler,
ruhuma değen dokunuşlar ,
birer yansıma şimdi.
Yatağım camın yanı...
Hayatın dışı…
Uzak parmak uçlarıma… herşey uzak
Uzaklığınca soluk... Solukluğunca soğuk...
ve umuda bile yer kalmaz, bilirim!
Yalnızlık olmuşken kefenim,
yorgun düşüyor gün be gün bedenim…. Değil…
bedenimden çok yüreğim!...
Düşseydi camın ardında kalan yaşam içeri
Eksilmezdi hayatın bana ait izleri
Güç verirdi
geçmişin uzantılarına
Ve beslerdi ömrümü…
Belki de hayat koca bir yalandı…
Yalan mıydı gerçekten?
Yani tüm o kuş sesleri
ve
çiçeklerin ruhuma serdikleri...
Yalan mıydı sonra
kucaklayan çocuklarımın sesleri...
Yüzleri vardı eskiden her birinin...
Hani?
bilmiyorlar ki …
son beş aydır yürüyemediğimi ...
köşede duran terliklerimi giyemediğimi ...
bilmiyorlar işte
Evlerinin bir köşesinde
sallanan bir koltukta
oturmak istediğimi bilmedikleri gibi…
duysalardı yüreğimin sesini…
köşemde otururdum sessizce….
Yaşamlarının kıyısında...
Hiç ses etmeden ...
Bir duvar gibi... ..
Gözlerdim;
çocukların işten,
torunların okuldan geldiği saati.
İnanmaktan hiç geçmedim
Bilirim.. Burada unutmazlar beni...
Gelirler!
Zaten hayatta tutan bu ümit değil miydi
Bilirim gelecekler!
Efendim!..
Duydunuz mu siz de?
Kapı mı çalındı...bakın gördünüz mü...
Dedim ben.. Bildim... Geldiler..!
Duyuyor musunuz sesleri?
Kayıt Tarihi : 19.11.2017 14:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sömestir tatili haricinde kızımın okulunda bir hafta sonbahar bir hafta da llkbahar tatili olur. Geçen hafta kızımın okulu sonbahar tatilinine girmişti. Bir hafta. Tatil. bütün çocuklara gezmek dinlenmek eğlenmek için bir fırsat. Kızım bu bir hafta boyunca bir huzur evinde gönüllü olarak çalışmak istediğini söyledi. Vesait zormuş. ''Beni sabah sekizde götürüp akşam beşte alabilir misin?'' diye sordu. Pek tabii ki alırdım. İşi gücü ona göre ayarladım. Bir hafta gittik geldik. O orada huzurevi sakinleri ile vakit geçirerek çalıştı, ben de onu bıraktıktan sonra işe, yani günlük gerekliliklere devam ettim...Kızım bunu gönüllü bir proje olarak yaptı. Geçenlerde odasına girdiğimde, bu proje ile ilgili okula bir rapor yazısı yazıyormuş. Tıkanmış, Ne yazması gerektiğini bilemez halde. Bana kafasını kaldırıp ''Anne, yaşlılık mı daha zor, yalnız bırakılmışlık mı?'' diye sordu. Bir kıskaçtı bu sorunun cevabı.. Düz kelimelerin oluşturduğu hiç bir cümlelenin cevabı taşıyamayacağı kadar ağır bir soru.. Cevabı şiir oldu. Ama halen soru asılı.. Hepimizin boynunda ...bir kıskaç gibi...asılı....
![Fulya Aras Koca](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/11/19/duydunuz-mu-15.jpg)
Ve o can alıcı soru " ''Anne, yaşlılık mı daha zor, yalnız bırakılmışlık mı?''
Bir gün gelecek ve bizlerde yaşlanacağız doğanın kanunu bu, sorunun cevabına gelince sanırım "yaşlıklılıkta yalnızlık zor olan" hele bir de bir huzur evinde yalnız bırakılmışsan, gözün yolda kulağın sesteyse, içim buruldu şiirinizi okurken inanın, farkındalık yaratan özel bir şiirdi, güne gelmeyi hakeden, sizi ve şiirinizi can-ı gönülden kutluyor Fulya Hanım sevgiler...
Bilirim.. Burada unutmazlar beni...
Gelirler!
Zaten hayatta tutan bu ümit değil miydi
Bilirim gelecekler!
İnancımızdır bizi ayakta tutan herşeye rağmen.. Çok güzel bir şiir okudum kutluyorum Fulya hanım ..Sevgilerimle
güne çok yakışmış şiir.
sevgiyle..
Nicelerine inşallah..
Saygı ve sevgilerimle...
TÜM YORUMLAR (26)