Duydum Ki Şiiri - Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı
1410

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Duydum Ki

Duydum ki yine insanlardan ve dostluklardan umudunu kesmişsin...
Tekrar kendin için üzülmeye başlamışsın...
Kimsenin yolunu bilmediği, bilmek de istemediği,
O aşk diyarında birini beklerken çok üşümüşsün...

İnsan ancak kendine aşık olabilir diyormuşsun.
Yollarda, binlerce hayalin peşinde sürükleyip yıprattığı aşka artık şükran borcunu ödeyecekmişsin...
Acıyan sevgini şımartacak, örtülere saracakmışsın.
Kendini güçlü hissetmediğin ve korunmadığın hiçbir yerde bunu açığa vurmayacakmışsın...

Yırtıcı bir kuş gibi sevgini büyütüyormuşsun.
Ona en iyi savunmanın saldırı olduğunu, yok edilmemek için yok etmenin gerekli olduğunu öğretiyormuşsun...
Sabırla, merhametle ve nezaketle değil,
Zevklerle, hayranlık ve kıskanç ilgiyle beslemeye söz veriyormuşsun.

Her gece uyumadan önce arkasında Che Guevera'nın resmi olan aynanla konuşuyormuşsun:
Önemli olan yalnızca ben, gerçek olan yalnızca ben...
Ve tüm acılara rağmen hala güzelim diyormuşsun...
Artık başkalarına ve hayatın acılarına üzülmeyi kendine yasaklıyormuşsun...

Nefesinin buğusunu aynada görüyor,
Gözlerimiz buluşamadığı için,
Beni tutuyor ve aynadaki sisi öpüyormuşsun.
Yaralı nefsini öpüyormuşsun...

Cüzdanını çekmeceden çıkarıp,
İçindeki kredi kartlarını hayranlıkla izliyor,
Aşkını sakladığın kaleyi,
Güçlendirmeyi düşünüyormuşsun.

Kredi kartlarını dilinle yalarken,
Onların zehirli tadının,
İçine akmasına izin veriyormuşsun.
ATM'den her para çektiğinde duyduğun ses:
Ölüm çığlıklarına böyle alışmak istiyormuşsun.

Senden daha zayıf olanların ölümü,
Bu ölümleri gizleyen tüm katliamları,
Anında temize çıkaran teknoloji,
Ve zehirli tat, artık aşkının yaralarını sarıyor.

ATM'den her para çektiğinde duyduğunuz ses:
Çocukların ve yetimlerin ölüm çığlıkları,
Dayanamayacağını hissettiğin anlar,
Senin için hayattadır.

Kendine, yalnızca annenin, babanın ve kardeşlerinin önemli olduğunu söylüyormuşsun,
Akşam iş çıkışı,
Onlara hediyeler alarak eve dönüyormuşsun...

Eskiden, aşkını bir kalenin arkasına saklamadan önce,
Sadece kendi çocuklarını sevenleri,
Ve bu kınadığın şeyi unutmak için,
Başkalarının değil, kendi aşkının kanını akıtıyormuşsun.

Kendine küçük, tüylü bir köpek satın almışsın.
Köpeği severken ve kucaklarken,
Sana zalimce davranan arkadaşların,
Aşkın o hayal ülkesindeyken,
Onları yıllarca bekletip,
Hayallerini, hayatını çalan aşkların,
Önünden geçmesini istiyormuşsun.

Çünkü geçerken, onlara sahip oluyormuşsun,
Senden başkasını sevmeyecek ve bağlanmayacak olan,
Köpeğine daha da sıkı sarılmak istiyormuşsun,
Öpüp ve koklayarak.

Bu, yaralı ve belki de,
Bir daha asla iyileşemeyecek olan,
Kendini öpmek gibidir.

Asla iyileşmeyecek,
Artık kendinden bile saklayamadığın böyle anlarda,
Para kazanmak istiyormuşsun,
Bir iş kurup, daha fazla para kazanmak.

Böyle anlarda,
Bir kalenin arkasına sakladığın her şey,
Her ne kadar hatalarla dolu olsa da,
Senden izler taşıyan,
Tarihine düşman olmuşsun.

Seni bu hale getirenlerle bir olup,
Belki bir daha asla iyileşmeyecek,
Yaralı benliğini yok etmek istiyormuşsun...
Sonra yorulmuşsun...

Artık dinlenmek istiyormuşsun.
Yarın için dinlenmiş,
Korkularından arınmış olarak uyanmak istiyormuşsun...
Uyumadan önce,
Pencerede bıraktığın dikkat dağıtıcı şeyleri düşünürmüşsün...

Bir kez daha üzülüyormuşsun kendine,
Bu yüzden pahalı bulup,
Satın almadığın,
Kıyafetleri almaya karar vermişsin.

Bu pahalı kıyafetler sayesinde,
Menfaatlerin kölesi değil,
İlgi odağı olmak istiyormuşsun.

Bu kıyafetler sayesinde,
Acıyan aşklarını örtmek,
Örtünmek istiyor,
Görünmez olmak istiyormuşsun.

Ama senin gemin camdan yapılmış canım...
İşte! Güçlü balık zayıf balığı yutarmış,
Seni, kahrolası denizin her yerinden görebiliyorum...

Sadece ben değil,
Herkes, dost ve düşman,
Buradan uykuya daldığını görüyoruz.
Çünkü gemin camdandır aşkım.

Sıkıntı içinde ısırdığın,
Tırnaklarının kenarları...
Korkunç bir rüya görüp,
Birdenbire nasıl da sarsılıyorsun...

Yaralı aşkını korumak için aldığın,
Bütün kötü kararlara rağmen,
Bir şekilde hep masum kalan saçmalıklarını,
Buradan görüyor ve duyuyorum...

Kalen ve kalenin arkasına sakladığın yaralı aşk.
Sevgini boşuna saklama.
Senin gibiler asla kendilerini saklayamaz canım...

Bu kahrolası deniz,
Düşmanların ve dostların,
Seni hemen tanıyacaktır.

Ya benzer bir şey bulur ve buradan ayrılırsın,
Yoksa seni mahvederler canım...
Herkes gibi yaşayıp her şeyi bilemezsin,
Senin gibi insanlar,
Kendilerini koruyamazlar bu kanlı denizde,
Senin gemin camdandır aşkım..

Kasım Kobakçı
Kayıt Tarihi : 2.12.2023 01:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kasım Kobakçı