Duy Sesimi İstanbul
Kimler umudunu bağlamadı
Yedisinden yetmşine şu koca şehre.
Kim bilebilir ki arka sokaklarda neler olduğunu?
Aslında hepimizden bir parça saklı,
Güneş yüzüne hasret, o karanlık sokaklarda.
Ne yapacağını bilemez halde geldiğinde,
Abana, abana çık Çamlıca’ya.
Bütün İstanbul ayaklarının altında.
İsyan et, nasılsa kimse duymaz sesini
Duysa da aldırmaz, merak etme.
Koca denizin ortasında bir kule,
Fazla düşünmene gerek yok,
Çoğumuzun hikayesini bilmeden seyrettiği,
Üşümeden, yapayalnız, dalgaların dövdüğü,
Bir arkadaşı bile olmayan kız kulesi.
Tepeden baktığında manzarasına kanma,
Yalnızca gözünü boyuyor.
Taşı toprağı altındır, inanma,
Kalabalığın içinde birden kaybolur,
Dönüşü olmayan bir yola saparsın.
Yalnızca birkaçı tutunabildi.
Diğerleri için mutluluk artık hayallerde saklıdır,
O koca köprüden kimler geldi, kimler geçti.
Hepsinin hikayesi ayrı,
Buluştukları yer aynı.
Gözlerde yaş dinmez, verdiğin acı bitmez,
‘Ah İstanbul ah’ diyenin, kalbindeki sızı dinmez.
Artık İstanbul havasının verdiği sarhoşluk yok,
Sıcaktan bunalınca yüzmenin tadı yok.
Dallardaki kuşlar nerde şimdi?
Çiceklerin verdiği kokular nerede?
Ekzos kokusuyla, gürültüye yenik düştüler.
Korkarım güzelliğin elden gidiyor!
Bunlara herkes yalnızca seyirci kalıyor.
Ah Yedi Tepe İstanbul!
Uğruna ne kanlar döküldü.
Düşmanların üzerine korkusuzca yürüdü.
Tarih boyunca kıskanıldın,
Ama kimseye kaptırılmadın!
Övündüğün güzellin yavaş yavaş eriyor.
Bak! Tarihi yerlerin ne hale geliyor.
Dur bakalım daha neler yaşayacak,
İnsanlara yaşattığın acıyı,
Artık onlar sana yaşatacak.
Bir gün güzelliğini yitirecek,
Gün gelecek, yalnız kalacaksın.
Bir insanı bile mumla arayacak,
Çöpler içinde kaybolacak,
Bir yudum temiz suya bile hasret kalacaksın...
Kayıt Tarihi : 25.10.2003 18:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (3)