Kapılmışım rüzgârın birine
Dağlar geçmişim tepeler geçmişim onunla
Nerelerden geçtiğimi nerede olduğumu bilmeden
Gitmişim rüzgârın içinde.
Neyse ‘ki çok geçmedi baktım
Takılıp kalmışım, hasat kokan bir düz ovanın engelinde.
Etrafıma bir baktım.
Buğday tarlasının içinde gördüm kendimi
Sap saman mis gibi kokarken.
Ayıkmışım birden.
Uçsuz bucaksız tarlalarda altın renkli buğday başakları kokarken
Beni gördüler dediler! ! !
Bire yüz verir bu sene, bu gördüğün buğdaylar
Ben onların mis gibi, kokusuyla ayılmış etrafa bakarken.
Sap saman kokarken, düz ovanın ortası
Bir de baktım dalıp gitmişim çoktandır aklıma gelmeyen geçmişime.
Bir zamanlar,
Düven sürdüğümüz harman kaldırdığımız mehtaplı gecelere
Lamba önünde harman savurduğumuz yerlere
Doğru.
Ne güzeldi o günler
Ne güzeldi.
Ben arkada düvenci önümde, dört dönerdi sap saman içindeki atlar.
Bir tarafta gece yelinin çıkmasını bekleyen,
Duvarlara dayanmış yabalar.
Diğer bir tarafta dolmayı bekleyen harallar, çuvallar.
Ne güzel günlerdi o günler.
Sap saman kokardı harman yerleri
Yelin çıkmasını beklerdi elleri nasırlı babam geceleri
Yabası elinde
Ve terlerini sileceği, havlusu belinde
Mendili cebinde.
Ne güzeldi o günler, o geceler.
Ne güzeldi.
06 Eylül 2014-09-06
Ahmet Yüksel Şanlı ErKayıt Tarihi : 6.9.2014 21:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!