Temmuz ateşiyle indik o duvarlara
sokakların sancısı karşıladı bizi
kesilmiş bulvarlar, kurşun yemiş duvarlar
ağaçlar suskundu, rüzgarlar yorgun
karayağız bir ürkeklik, sarışın bir cüret
ne burkulan yürekleri dinledik,
ne körfezde savrulan gözyaşlarını,
çekip geldik, dinlemedik imbatı bile
çünkü ekmekler güçlüydü burada
önce tıkınmak gelir, dememiş miydi şair
ama, tıkınmaktan önce
şaşkınlık geçti boğazımızdan
derinliğine esti Ostwind
kestane ve pelit acılık verdi
akasyalar, ıhlamurlar zarif ve tatlı kaldı.
Duvarlar eritiyordu zamanı
ve kuşlar bulvarlarda çoğalıyordu
bakışlar ürkütülmüş
karanlıklar serpilmiş suların üzerine
bir tarih gürlüyor gökyüzünde
sessizlik ömrümüze abanıyor
fazladan bir aşk vardı yaşanacak, yaşayamadık
Kant caddesinin rüzgarları
yorgunluğumuza vurdu sadece, içimize giremedi
kendi yağmurumuz, kendi güneşimiz vardı,
başkasına göstermedik, ve
duvarların ölüm sessizliği bize yoldaş oldu.
Kayıt Tarihi : 2.7.2016 21:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!