Kuşların kan yürüyen yerlerine yalnızlık hücum ediyor
onlar yuvalarını en kanlı duvarlara kurmuşlardı
gece panzer tadıyla gelir, tampon bölge sakinlerin en sakini
kimse güzelliğinden ödün vermek istemez
karanlık, sularla birlikte örter silahları
onlar, tarihi bildikleri gibi okşarlar
ve ister istemez sevimli olurlar
kaçmak istedikçe mavi bir ışıkla doluyor pabuçlarım
dünyanın sessizliği dağılıyor gövdeme
donmuş bir duvarın en sarp yerinde pinekliyorum
beklediğimiz kılavuzlar gelmedi, yarasalar yol göstermedi
kuşların bile ömrü karanlıklara saplandı
dikenli teller daha paslı, dağların yankısı daha bir uzak
savruldum, gözlerimde tarih birikti, lanet olsun dedim
korku yüklü çığlıklarla çınlıyor kulaklarım
sevimli olmak onlara mı mahsus
şaşkınlıkla buzlanan yıldızlar ve gerilen yüzler
bir kadın ruhu, içimde bir savaş dulunu büyütüyor
evet bir kadındır, kanlı konvoylarda kemikleri sertleşmiş
savaşta kaybolan kocası, bekle geleceğim, demişti
onun etlerine sesler saplanıyor
artık yaşamak uzun bir sessizliktir boş kasernelerde
son sansarlar da geçip gitti duvar diplerinden
onları sevimli kılacak sebep kalmadı
en güçlü insanlar belgelerle gezenlerdir derler
belge saklamadım hiç, işim olmaz pişmanlıkla
gölgeler hareketsiz burada, tel örgüler sessiz
uçsuz bucaksız bir öğleden sonrası
ve uçsuz bucaksız kuşlar bekliyor duvarlarda
Checkpoint Charlie’deyiz, sıramızı bekliyoruz
bana olan özenti artıyor burada,
yağmur güzelleştiriyor beni
haydi unutmayalım
o duvarın çaprazında savaş dulu otururdu
ve silahlar satılırdı, o çaprazda.
Kayıt Tarihi : 16.7.2023 01:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!