avurtları çöküş bir adam
ki
adam
yine de deliyor aşkı birkaç yerinden
fülüt çalıyor bir kız çocuğu
yetim
haykırışı geliyor annesinin
duvarlar
üstümüze üstümüze geliyor
tahtalar
taşlar
kendimizi kanatırken
çağrılıp gidiyoruz
kovulup gidiyoruz
mayakovski gibi
sorularımız da
yanıtlarımız da
kısa
kısa
beklerken güldü herkes
sessiz
yapayalnız
anladı
akvaryumdaki balık
sürgüne gönderilmeden önceki
mahsunluğunu makkûmun
hep unuttuk hep
ardımızdaki dalgınlık bizim icadımız
hep
serçe parmağını oynatmayan
R.Uyar
kımıldamadık bile
önümüzden geçen soluğa
çarpmadık hiç
silikliğimiz
ya da başka dilde okuyun
tarif edilemez
geçti günler tarihçesiz
çıt diye düştü zaman
çıt
ayaklarımız kesildi
buz tuğlalarımız eridi
çıt
kaldık orta yerde
çaresiz
gereksiz rastlantının şaşkınlığında
sallanıyor
yaktığımız geçmiş
yüz karası
kalın karanlığın
sunduğu
siz
hiç
sinirli yerlerinizi ezdiniz mi
bir falcı küstahlığıyla
ortalığa
bıraktığımıza
susmalı
oyun biter
unuttuğumuz ellerimiz
kapatır perdeyi
Kayıt Tarihi : 17.2.2008 20:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
'' Ancak durgun su yıldızları yansıtır. '' Çin özdeyişi

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!