Büyümeye başladığım zamanlar da
duvarlar örmeye başladım hayatıma
her hayal kırıklığında
bir tuğla daha koydum duvarıma
artık öyle büyümüştü ki karanlığın içindeydim.
Bir gün bir ışık süzüldü çatlayan duvarımdan
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Henüz kayıtlı iki şiiriniz var ama bence ikiside güzel ve yazdıkça daha güzel olacagına inanıyorum ben bir şarkı sözü yazarıyım üç şiirim şu an bestelendi yakında çıkacak
albüm şiirlerime bir göz atarsanız yazılış tarzlarını incelerseniz size yardımdımcı olacaktır eminim mesela şiire başlarken 11 heceyle deneyin 10 puan saygılarımla
Saygı ile..
Aramıza yeni katılan dostları kutluyorum. Şiirlerini yorumlarken, kırılgan olabileceklerini, kendimden biliyorum. Yazdığımız her şiir, öyle anında ' cuk ' diye oturmuyor ki!.. On yıl öce yazdığım bir şiirde sözcük yeri değiştirdiğim gibi, daha geçen ay yazdığım şiirde de bir ismin 'hali'nde değişiklik yaptım. Niçin söylüyorum bunları; kimi şair dostlarımızın şiirden soğumağa varan stres yaşadıklarını duyduk. Biline ki şiir hemen oluşamıyor.
Şairimiz Aslı DİKBASAR, ' Duvar ' şiirinde, olup-biteni öykü tadında güzel anlatmış. Kutluyorum.
Kendisine, antoloji.com/da kayıtlı ' Bunalım ' başlıklı şiirimin girişiyle eşlik etmek istiyorum:
' Neden ağlamaklıdır sesi
' Türkü söyleyen şu kızın!?
' Kimin yüzünden vurur alnıma
' Dallardan sarkan hüzün!?
' Niçin yorgun caddeler bugün;
' Uyumadılar mı yoksa gece!?
.................................
................................
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
Güzel ve anlamlı bir şiir okudum.kutloyorum sizleri ve şiirinizi.daha nice güzel şiirlere diyorum..
Şiiri anlatım tarzınız çok güzel.+10 ve beğenerek okudum. Bilmiyorum. başlangıç mı? daha saklı şiirleriniz var mı? Şiir Gözele bakan anlamlı göz gibidir. Başarılar diliyorum. Esen kalınız. Nazır Çiftçi Ankara 12.02.2011
yanacağını bile bile pervaneler ışığa koşar.duygu yoğun anlatım zayıf kalmış.üzerinde çalışılsa daha güzel olabilir.
ışığım söndü, karanlık çöktü yine duvarımın arkasındayım
bir daha yıkılmaz bu duvar,
sonsuzluğun içinde kaybolup giderim
gün bugün değil doğarsa ne güneşler doğar kutlarım muhabbetle
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta