Bahçede yeşil çınar
Boyun boyuma uyar
Ben seni gizli sevdim
Bilmedim alem duyar
Kaç sene gezdim dilimde bu sözler
Gözlerimde hayalin yüreğimde sen
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yurek usta olunca bir baska yaziyor kalem kah kan damliyor siirden kah ibreti alem oluyor tipki Bu siirde oldugu gibi saygilarimla ustad
Sn; Şiir Dostu; Sizin ve sizin şahsınızda YÜCE TÜRK MİLLETİ’nin Zafer Bayramını ve milletimizin teminatı, medarı iftiharı olan tarihin her sayfası şanı ve şerefiyle dolu TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ’mizin Silahlı Kuvvetler Haftasını içtenlikle kutlar; “ANADOLU DESTANI” İsimli şiirimden ve bazı şiirlerimden Birer buketini takdir ve beğeninize sunmuş olduğum Şiirlerimin devamını ve diğer şiirlerimi okumak ve şiirlerimin altına yazacağınız o çok değerli yorumlarınıza mahzar olmak üzere http://www.antoloji.com/mehmet_yas , http://profil.edebiyatdefteri.com/mehmetyas/ ve www.siirdostu.com/mehmet_yas adreslerini ziyaretinizle beni onurlandırmanızı diler; saygı, sevgi ve selamlarımı sunarım.
Mehmet Yaş
Şair / Şarkı sözü yazarı
ANADOLU DESTANI
Ağustos, Türk’ün zafer ay’ıdır baştanbaşa;
Bir dile gelsin de hele, dinle sen ün’ünü..
Anadolu’yu Yurt yapan ilk ve son Savaş’a,
Tarih, burada şahittir birer ağustos günü!
İlki, Malazgirt!. Yıl 1071, günlerden Cuma;
Selçuklu hükümdarı, Alparslan ve Ordusu!
26 Ağustos da geçiyor hücum’a;
Ve Türk’ün oluyor Anadolu’nun Tapusu…
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ!
Köylü, kentli, İşçi, memur, sanatkâr;
Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
Hepsi birbirinden cesur sebatkâr,
Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
Dağ başında koyun güdenimizde,
Seccade de dua edenimizde,
Cephe de en önde gidenimizde,
Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
Kaynasa da boşa cadı kazanı,
Teneşirde paklarız biz azanı..
Yediden yetmişe kızı, kızanı,
TARİHE İYİ
BAKIN
Erbakan’ın yetmesi,
Fettullah’ın kertmesi..
Bu zulüm’ün bitmesi,
Çok yakındır çok yakın;
Tarihe iyi bakın!
Kadı kızına küser,
Şubat yine buz keser,
Kışla da bahar eser,
Çok yakındır çok yakın;
Tarihe iyi bakın!
Terörü nifak besler,
Duvarı aşar sesler,
Tutulur hep nefesler,
Çok yakındır çok yakın;
Tarihe iyi bakın!
:::::::::::::::::::::::::::::::
:::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
.Mehmet Yaş
KODUM NE Kİ
Şu küreyi arza göre,
Bir nefes, bir yudum ne ki?
Milyarlarca tarza göre,
Modelim ne, mod’um ne ki?
Misafirim bu fani’de,
Hakimi mutlak sani’de..
Kıyaslarsak şu şani’de,
Benim etim, budum ne ki?
Sur gizlenmiş, sur içinde,
Nur ışıldar, nur içinde,
:::::::::::::::::::::::::::::::
:::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
.Mehmet Yaş
HÜZÜNÜ GÖRDÜM
Mehtabı okşayan suyun renginde,
Ayı kıskandıran yüzünü gördüm.
Dalga boyu kumsaldaki enginde,
Sonsuz bir hayalin üz’ünü gördüm.
Ruhum dövülürken aşk dibeğinde,
Uzak yıldızların bir öbeğinde,
Çatık kaşlarının göz bebeğinde,
Cehennem narının közünü gördüm
Düşlenen yılların iftiharında,
En son umudumun intiharında,
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sitemi ziyaretinizi bu şiirin devamını okumanızı ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
Mehmet Yaş
VAKİT KALMADI
Bu son demi ömrümüzün,
Yarına akit kalmadı.
Bu son şans gönlümüzün,
Sevmeğe vakit kalmadı.
Bu nasıl bir ihtirastı?
Maksadını aşar kastı..
Sırrı, sırra-kadem bastı,
Bilmeğe vakit kalmadı.
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Mehmet Yaş
Bir Kilitte Ben Vurdum
Sen aklıma geldiğin anda dünya dururdu,
Bu gün ki gidişinle evren de hayat durdu,
Dünyanın dönüşünü durdurdum senin için.
Nefes, nefese kalır kalbim küt, küt vururdu,
Heyecanla burnumdan solurdum senin için.
Gözlerimizin akdi ölümsüz bir aşkaydı,
Sana karşı içimde duygular bambaşkaydı,
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Sayfamı ziyaretinizi bu şiirin devamını okumanızı ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
Mehmet Yaş
AŞKIN İADESİ
Keşke yenik düşmemiş olsaydım ben bu aşka,
Boyun bükeceğime elveda derdim bu gün.
Her şey başka olurdu, inan ki daha başka,
Belki, daha onurlu veda ederdim bu gün.
Demek ki, her sevginin doluyormuş vadesi,
Ne zormuş duyguların gizemli ifadesi,
Eğer mümkün olsaydı bu aşkın iadesi,
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
http://www.antoloji.com/mehmet_yas
Sayfamı ziyaretinizi bu şiirin devamını okumanızı ve değerli
yorumlarınızı bekliyorum.
Mehmet Yaş
Çok güzel ifade dilmiş, yaşanmış duyguların harman olduğu güzel bir şiir.. Yaşanan acılar hatırlandığında, her geçen gün insanın içini biraz daha burkuyor, biraz daha ağır geliyor.. Bir de bu acıları yaşayanlar açısından düşünürsek katlanılması gerçekten çok zor durum. Allah, bu depremde kaybettiklerimize rahmet eylesin ve bu acıyı bizzat yaşayan insanlarımıza sabır ve metanet versin.. Tebriklerimle; en içten saygı, sevgi ve selamlarımı sunuyorum şair Dostum.
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta