Sorun sende değil,
benim felekle savaşım bitmiyor.
Kaç cendereden geçtim,
kaç virajda Azrail’le çarpıştım,
kaç dil yarsı var sırtımda..! ? ?
Nasır tutmaya imkan bulmayan
yaralarla yol alıyorum.
Elbet bir gün bu savaş bitecek.
Hangi harp meydanı çığlık çığlığa kalmadı ki?
Kulakları sağır eden uğultular gözlerini korkutmasın,
biz ne engeller aştık...
Umutsuzluk gözlerinin içine çivi çivi çakılsa da,
sen dudaklarında tebessümü eksik edip
beni de yeise düşürme yeter....
Ey gurbetimin göçmen kuşu
taşım,yurdum,yaralı yüreğim
sensiz hangi türküye yaslansam yıkılır duvarlar.
Hasretin gönül bahçeme çiçek oldu
şiirler dokudum yıldızlara
bütün yeminler inkara durdu.
Yurdumun düş bahçelerine gözlerini düşür
acılar başka gurbetlere göç etsin.
Hasretin dayanılmaz oldu artık
saatler yorgun,mevsimler bitkin
salkım salkım hüzünler asılı kirpiklerimde
ansızın geliver ömrüme
yağmurları içir dudaklarından
cehennemleri kavuran yüreğime..
Ölüm boynumda puşu,
efkar başımda yel,
mesafeler gözümde sel
her gün ömrüme bin ecel.
bulgur bulgur birikiyor avuçlarıma dualar,
yağmur ol yağ yüreğime
boynu bükülsün güllerin..
Koy yüreğini yüreğimin üstüne
bırak ayrılık utansın.
Gam kasavetin kol gezdiği sokaklarda
her kaldırım taşına bir şiir dokudum
özlemlerin isyan çukurunda harmanlandığı vakitlerde.
Gel öpelim alnından mesafelerin,
hayallerimize gidelim..
Kayıt Tarihi : 9.7.2016 11:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)