Düşünürken Düşünememek mi? 03

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Düşünürken Düşünememek mi? 03

“Demokrasi adaletin temelidir” sözü içindeki bir paradoksta (yanılgı ve çelişki de) demokrasi anlayışınızı, her düzey ve düzlemde geçerli olan, bulunmaz bir Hint kumaşı sayma, yanılsama ve maymuncuk işlev anlayışıdır. Oysa yaşamın içinde siz her zaman yeni bir meyve türünü tanırsınız. Yeni bir meyve türünü bilir olursunuzdur. İşte adalet anlayışı da; böylesi bir süreçlerle daima oluşan, yeni yol kullanım araçlarıyla, adalet gerçeklenmesi içinde sağlanılan bir çekimleniş alandır. Ve içindekiler zaman ve zemine göre değişken, bugünkü demokrasi olmayan; birçok yeni uygulamaların araçsal olduruluşları alanıdır.

Hâlbuki yukarıdaki tespitlerim gibi: “demokrasi, adalet anlayışının bir belirme ve uygulanma biçimidir”. “Demokrasi, adaletin gerçeklenir oluşundaki sağlanışlardan her hangi bir araçlaşmadır.” Böylesi bir anlayışla demokrasileri, üretilen her bir çarenin belirimi olduğunu bilmeliyiz. Ve demokrasiyi adalet gibi kök işlevli bir sistem üzerinde devindirebiliriz. Sistemlerin demokrat olma gibi zorunlulukları yoktur. Sistemin insan yanı toplumun bu yansımasını görür buna uygun kalmak kaydı ile kendi sağlayışlarında adalet içinde demokratik belirimler ortaya koyabilirdir.

Demokrasi adalet devinme sistemi içindeki reel bazlı, kendi zaman zemin devinmeleri alanı içinde hareket ettiğini bilmeliyiz. Demokrasiyi adaletin içinde, adaletle karşılıklı etkileşmeli gelişen zamanla nesnel koşullarının değişmesiyle kendisi de değişen araçsal bir uygulama anlayışı olarak görmeliyiz.

Böylece, aracın kendisi sürekli amaç olmamış olur. Amaç süreklidir. Araçsa; kullanım alanı sınırlıdır, adalet içinde çokçadır, kısa erimlidir, bir amaç gerçeklenmesidir. Amaç (adalet) her aşamadaki bir ufuk belirmesi olunca, araç (demokrasi) her amacınızın (adaletinizin) gerçeklenmesi için yeterli olamazlar. Hatta tümden işlevsizleşirler. Değişirler. Siz ekşi meyve yiyecekken, sırf meyvedendir diyerek, muza yönelmeniz, nasıl ekşi yeme karşılanmanızı sağlayan çözüm olmazsa; yine sırf oy kullanmak da demokrasidir diyerek halkın sırtına basarak haksız politikalar yapılması da demokrasiyi sağlamaz. Mademki demokrasidir, demokraside halk istiyor diye her türden girişme ve abur cuburluklar adalet değildir.

Adalet olmadığı şuradan da belirecektir ki, kokuşmuşluk memnuniyetsizlik bir süre sonra halkın sesiz konuşmasını ve kurtarıcı beklentisini doğuracaktır. “Demokrasi içinde çareler tükenmez” denmesinin aksine halk,” beklentiler oluşturmakla çareyi demokrasi dışında arar olacaktır. Çünkü İsa’yı, Musa’yı kurtarıcı olarak bekleşir olmak, demokrasinin içinde değildirler.

Halk her şeydir denişle iş, en banal şekilde sulandırılmış olur. Çünkü halk, adalet değildir. Ya da halk adaletin kendisi değildir. Adalet halktan değil, bir ilişkilenişin devinme ve düzenleşme ilişkisinden çıkmıştır (yansımıştır) . Halk adaletin sağlanmasını gerçekleyecek uygulamaların yürütücüsünü seçer. Değilse halkın seçimleri adaletin kendisi değildir. Halk seçimle adaleti seçmiş olamaz. Seçim ise, demokratik katılımcı olmanın çarelerinden birisidir. Bu demokrasinin ne kadar hakkaniyetli olduğu da tartışılırdır. Demokrasi ve adalet üretiminizin paylaşılan sağlanışları sürecinde belirir. Bu süreçler seçtiğiniz politikalarca yönlendirilir, bütün olumsuzluklarda buradan kopar.

Yeri gelmişken bir köreltme ve olayı ters yüz etme olan; “demokrasi içinde çareler tükenmez” denilişini burada belirtmeliyim. Bu söz de çok doğru gibi gelen, al benili, hayran kılınacak denli insanı cezbeden bir söyleyiştir. Oysa çok yalan ve tamamen aldatma ve bir absürtlüktür. Yukarıdaki yanılgının devamıdır. Demokrasiyi her şey yapan genelleme sakat mantığından bir çıkarımıdır.

Çarelerin tükenmeyeceği bir gerçektir. Ama bu demokrasi içindeki çare bulmaların tükenmeyeceği anlamına gelmez. Çare demokrasi içinde tükenirdir. Kendisi sınırlı olanın çaresinin sınırsız olacağı düşünülebilir mi? Ama çareler demokrasi dışındakiler inin de kullanımı ile birlikte sınırsızdır. Türk toplumunun kendi demokratik işleyiş yapısı içinde, çare olamadığı birçok uygulamaları vardır. Bunlardan bir kısmı, aşsız işsiz kalışınız, ya da adaletsiz kaldığınız kimi çaresizliklerde siz; dış dünyaya yani demokrasi dışına açılarak, çare bulduğunuz bir yaşantılar rutin uygulamalarınızdandır.

Yine sizin, demokrasi sandığınız uygulama bir çaredir diye, götürüle götürüle bir çatışma ve sosyal toplumsal ayrışmaya adaletsizliğe dönerek, kendi çaresizliğini yaratıp; sizin dışınızda, demokrasiniz dışında, çare aramaya yöneleceği de bir aşikârlıktır. Görülüyor ki: “demokrasi içinde çareler tükenmez” denmesinin de hiç bir akılcı yanı ve iler tutar yanı yoktur. İnsan beyinlerine bukağı vuran bir körelmedir. Bu tür safdillilikler kendi ayağına kurşun sıkmadır. Monoton tek düzeliktir. Çarelerin tükenmezliği, demokrasi içiyle demokrasi dışının girişmesiyle tükenmezdirler. Bir iç ayaklanmaya karşı bir mafya tehdidine karşı hiçte demokratik olmayan güvenlik örgütlenmeniz huzuru, eşdeyişle demokratik ortamınızın serpileceği alanları ortaya çıkarır.

Her sınırlı olan gibi demokrasinin tüketim alanı içindeki kullanım sınırlarınızda biter olacaktır. Bu yüzden; demokrasinin çareleri tükendiği için çıkmazlara, kavgalara, girişilir. Şimdi birisi de kalkıp efendim demokrasi tam uygulanmadığı içinde kavga çıkıyor olabilir der. Elbette öyle de olur. Ama konu bu değildir. Konumuz, ters yüz edilmiş, yanlış alan devinmeli, genelleştirilmiş, bir demokrasi hurafesidir.

Söz gelimi kendi evimde kendi demokrasim içinde çare bulamadığın bir durumu, demokrasim dışında ararım. Hemen komşumun kendisine özgü ama benim için yaramaz olan demokrasisi içinde, kendi çaresiz durumuma bir çare bulu veririm, sorunumu çözü verim. Görülüyor ki demokrasiler de her çare bulunur değildir.

Demokrasinin dışında alabildiğine bir kullanım alanı vardır. Bu alan belirli sınırlılıklarla sınırsız olanaklar var eder olduğu için bu tür sınırsızların kullanımıyla da çareler tükenmezleşir. Bu çarelerin tükenmez oluşu bilmesini siz, demokrasinin içine atarsanız; sizdeki var olan, “çarelerin tükenmez oluşu “ algı anlamının zenginliği, demokrasinin anlamı içine de sizdeki algının anlam zenginliğini katacağından, bu söz bizi cezbeden olacaktır. “Çarelerin tükenmez oluşu” fikrimiz; “Demokrasilerde çareler tükenmez” şeklinde olacaktır. Bizi büyüleyen yanıltıcı anlaşılma da budur. Değilse demokrasiler de çarelerin tükenmez oluşu değildir.

Sürecek

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 8.4.2010 11:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya