"Duada , iç âlem derinliklerine bir bakış da vardır; sonsuzluklarda, sonsuza doğru bir temaşa da vardır." (34)
" Her samimi dua, mutlak bir kurtuluştur." " Dua günahların erişemeyeceği yerlerdeki sığınaktır." İç dünyanın temizlenmedeki başarısı oranında dua, yükseklere tırmanma kudreti kazanır." (35)
" İnancın, aşkın, ıstırabın yüreğe ektiği tohumun çatlayışıdır dua."(36)
"Duada, ısrar öğütlenmiştir." (37)
" Dua, en mânâlı sessizliktir." " Sabır, tahammül ve dayanıklılıktır." "Duacının yüzü, ebedî aydınlıkların aynasıdır." ( 38)
" Bugünün hikâyecisinin dil ve üslup konusunda karşılaştığı engeller, hiç de onun şahsi problemleri değildir. Bu problemler ileride aşılacaktır." (39)
"Sanat unsuru, ne sadece şekilde ve ne de sadece muhtevada aranır. Her muhteva kendine lâyık şekli bulur." (40)
"Hikâyeci, şuur ve duygu dağarcıklarını millî kültür ve düşünce sistemiyle doyurmalı ve sosyal dinamizmi kavramalıdır." (41)
"Şekle muhtevanın biçimlennesidir de diyebiliriz." (4
2)
" Hikâyeci her insan gibi, kendi toplumunun dünya görüşüne bağlıdır. Kâinata, hayata, tabiata ve olaylara kendi toplumu gibi bakar. Millî hikâyecide aranan ilk vasıftır bu." (43)
"Mutlak bilgi Tanrı'nın bilgisidir. Beşer bilgisi ,Tanrı bilgisine yaklaştığı ve onun ışığında yürüdüğü ölçüde hatadan korunabilir." (44)
"İnsan zekâsı seviyesinde kalan her bilgi, doğruluk ihtimali kadar, yanlışlık ihtimâlini de beraberinde bulundurur " (45)
"Her bilgi disiplini, kendi ilk kaynağına göre çağını, çağının dünyasını yorumlar." (46)
" Bizim sanatımız tabiatı değil, onu yaratani ulular." (47)
"Hikâyeci insanı ve toplumu anlatabilmek için önce insanı ve toplumu iyice anmamak; bunu sağlamak için de kendini aşmak zorundadır." (48)
"Sanat bir inanç ve sevgi harmanıdır, kucaklaşmasıdır." (49)
" Psikoloji bilgisiyle bir çok insan şimdi dünün sihirbazlarının koltuğuna kurulmuş." (50)
" İnsan, kendisini hem tanıyan, hem de benimseyen kişiyi sever, bağlanır " (51)
" İnsanoğlu günahtan korunamaz. Netice olarak O, melek ile şeytan arasında bir yaratıktır. İyiye, doğruya, fazilete meyilli olsa bile, kötülüklerden tam anlamıyla arınamaz." (52)
" Bazı kişiler bir dedektif gibi meraklıdırlar." (53)
" İnsanlar, hayatın ve tabiatın gerçeklerini tam anlamıyla kavramaktan uzak bulunuyorlar " (54)
" Tıp ilmi, vücutta ruhtan bir iz olarak sadece sinir sistemini yakalayabilmiştir." (55)
" İncile hasbelkader yerleşmiş ve hiç bir zaman gerçekleşmemiş temenniler halinde bazı ahlâkî kaideler vardır. Batı spirtüalizmi ise işte bu temennilerin nihayet birazcık daha bir şiddetle terennümüdür." (56)
" Ne ruhu inkâr ederek hayvanlaşma, ne de maddeyi inkâr ederek sözde melekleşme yoktur bizde." (57)
"İnsan meleklerden de öteye ancak insan olarak yücelir, melekleşerek değil." (58)
" Kendini aşmak, seçkinin ilk vasfı." (59)"Kendini aşmanın ve kendini yenilemenin en basit yolu kul olmaktır." (60)
"İnsan son derece sınırlı bir mahluktûr. Peygamberler hariç hiç kimse için istisna tanımaz bu hüküm." (61)
" Her baktığınızda karşınızda kendinizi görüyorsanız, lütfen başkalarını tanımak, anlamak ve anlatmak iddiasında bulunmayınız." (62)
" Kendini aşamayan sanatçı, ömrü boyunca sadece kendini anlatmak zorunda kalır." (63)
" Eleştiri, sanatın önemli payandalarındandır ve onsuz bir sanat hareketi düşünülenez." (64)
" Eleştiri, edebiyat dünyasının yeni isimlere, yeni eserlere kavuşmasını sağlar. Bir bakıma, kişinin edebiyatçı olsrak tescil ve kabul edilmesi demektir, eleştiri." (65)
" Edebiyatçı, eleştiriyi, edebī çalışmaları bütünleyen bir olgu olarak kabul mecburiyetindedir." (66
" Ağzına geleni savurmak eleştirmek değildir." (67)
" İnsanın kendini ve çevresini tanımak, yorumlamak üzere ileri sürdüğü bütün teoriler, bir alt düzeyde, kâinatı ve hayatı varlık felsefesi çerçevesinde açıklayan, sayılı birkaç doktrinden birine dayanmaktadır..
Düşünce bu kabil bir doktrine bağlanmazsa, insanı, toplumu, evreni yorumlama, hatta anlama işini başaramaz." (68)
Kaynaklar:
34-35-36-37) 1974 yılı Aralık ayında M. Akif Dağbeyi ismiyle Pınar dergisinde yazdığı yazısından...
38-39) 1976 yılı Ocak ayında Pınar dergisinde yazdığı "Bir Sanat Eseri Olarak Hikâye -I-" isimli yazısından...
40-41-42-43-44-45-46-47-48) 1976 yılı Şubat ayında Pınar dergisinde "Bir Sanat Eseri Olarak Hikâye -II-" isimli yazısından...
49-50-51-52) 1976 yılı Mart ayında Pınar dergisinde yazdığı "Psikoloji ve Suizan" isimli yazısından...
53-54-55-56-57-58-59-60-61-62) 1976 yılı Nisan ayında Pınar dergisinde yazdığı "Sanatçının Ruhî Eğitimi" isimli yazısından...
63-64-65-66-67) 1976 yılı Haziran ayında Pınar dergisinde yazdığı "Bizde Eleştiri" isimli yazısından..
68) 1976 yılı Ağustos ayında Pınar dergisinde yazdığı "Bilgi Disiplini ve Sanatçı" isimli yazısından...
Durdu ŞahinKayıt Tarihi : 17.11.2022 23:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!