Düşündükçe Şiiri - Sebahattin Kömürlü

Sebahattin Kömürlü
820

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Düşündükçe

düşündükçe, bazı anılar ve güncellik iç içe geçmiş gibi. bundan beş yıl önce yanımda çalışan başı örtülü bayanla, bir sohbet esnasında konu ile ilgili olarak kendisine bir soru sormuştum. soru şu: "peygamberimiz şu an burada olsa, dese ki kendini buradan aşağı at. atar mısın? " "hiç düşünmeden atlarım" dedi. bulunduğumuz nokta dördüncü kat ve zemin betondu.

bu nasıl bir inançtı ki, bir istek üzerine hayatını tehlikeye atıyor. ha bu tehlikeye atılan hayatın sonunda bir kazanç olsa belki... yani ölümle sonuçlanacak bir başlangıç başkalarına yarar sağlıyorsa, yani şehit oluyorsanız, vatan müdafaası söz konusu ise,
bu ölüm anlamlı bir son olur.

burada dinin de cevaz vermediği bir davranış biçimi ile karşı karşıyayız. din temelde (islamiyet) aklı ve de aklı düşünerek kullanmayı emreder.

bur da düşünmeyi bırakın, aklın bile zayi olduğunu görmekteyiz. bu anlamda, "dinimin gereği olarak başımı örtüyorum" sav unu su ile baş örtüsünü savunan bayanın tutar bir yanı kalmamıştır.

bu gün meclise baş örtülü gireceğini beyan eden milletvekilleri haç seyahatlerinde de vermiş oldukları beyana göre dönüşte "dinlerinin gereği olarak meclise baş örtülü gireceğim" diyorlardı. sorun, bundan önce örtüsüz olarak meclise giren bu bayanlar, dinen bir zafiyet içinde miydiler.

baş örtüsünü yıllardır milletin önünde bir özgürlük sorunu olarak ele alanlar, başlarındaki saçın özgürlüğünü kısıtlamıyorlar mı. yani o saçlarına değecek olan bir yağmur damlasının ferahlığını saçların algılamasını engel leme ye hakları var mı, güneşin ışıklarının saçlarına dokunmamasını sağlarken saçın arzu ve isteklerini kısıtlamış olmuyorlar mı.

millete vekillik eden bu vekiller, milletin vergilerinden almış oldukları bedeli, uğraşacak başka bir uğraş bulamıyorlar da mı, baş örtüsü ne bu kadar zaman ayıra biliyorlar.

kadının bir meta gibi pazarlandığı, bu çağda insanlık onurunun ayaklar altına alındığın düşünmezler mi.

rahibelerden alınma bu kılıkla dini sığınma alanı gibi kullanmak ayıptır.

dün akşam televizyon ekranlarında "ben hayatım boyunca kadın haklarının savunucusu oldum" (samimi olarak) diyen bir bayan milletvekili, karşı tarafta ki başı örtülü hanım efendileri ikna etmeye çalışırken, başı örtülü hanımlar "bizim de haklarımızı savun sana" diye, karşı fikir üretmeye çalışıyorlardı.

oysa millet vekilli gerçekten bayanların haklarını savunuyor, kaşı taraf denileni anlamak yerine millet vekilinin başının açık oluşunu öne çıkarmayı, kendi iç güdülerinde kabullendiğinden, tartışma kısır bir döngüye dönüştü.

tüm bu ilizyonlar, toplumu kutuplara ayırmaktan başka bir şey değildir.

kadının hakkı olduğu kadar erkeğinde haklarının olduğunu, toplumda gelir dağılımının adaletsizliğinden bahsedersek, kadın hakları, erkek hakları diye haklarda bile ayrımcılık, tolum düzeninin ne kadar bozuk olduğunu da gündeme getirmektedir.

bu gün ülkemizde gelir dağılımının bozuk oluşu, emperyalizmin ülkemiz kaynaklarını (inanç) ne kadar acımasızca sömürdüğünü ortaya koymaktadı

Sebahattin Kömürlü
Kayıt Tarihi : 2.11.2013 12:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sebahattin Kömürlü