"Küçükken babam saçlarımızı kestirmek için Kars’a götürürdü. O zaman Kars’ın o yolları, caddeleri, evleri ne kadar da büyük gelirdi bana. Şaşkınlıkla; geçen arabalara, marketlere, asfalta bakardım. Küçükken, Kars dönüşü büyük bir çocuktum köyde. Etrafıma üşüşürdü arkadaşlarım. Bir plastik top alırdık her seferinde. Her seferinde ilk oynayışımızda patlardı, kafama külah yapardım. Kars’tan misafirler gelirdi bazen, misafir çocukları küçümserdi bizi. Aldırmazdık hiç, en çok bilye bizdeydi çünkü, dondurma yemesekte, kaydıraklara binmesekte olurdu. Küçükken ara ara görürdüm babamı. ‘Nereye giderdi bu adam’ derdim. Bizim için gitmek zorunda olduğunu büyüdükçe öğrendim. Yine de babam, saçlarımızı kestirmek için Kars’a götürürdü bizi. O vakit kocaman gördüğüm evler, caddeler, asfaltlar, yollar şimdi düşlerimde küçüldükçe küçüldüler. Yitip gittiler. Sonra biz gittik, hep gittik, hiç dönmedik…"
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.