Savruldu umutlara deli hazan yağmuru
Yalnızım sonsuzlukta bir denizim kupkuru
Başımda çatlak bir ses, üstümde bir yelkovan
Zamanın zembereği çoktan kırmış uskuru
Unutulmadım belki, bana öyle geliyor
Kör duvarlar sıktıkça tavan aklı çeliyor
İçimde bir çocukluk gemicilik oynayan
Ufuktaki kızıllık gözlerimi deliyor
Üzüntüm gürültüyle delileşen sessizlik
Başlıyor ta sabahtan korktuğum kimsesizlik
Bir devran düşüncesi varlığımda kaynayan
Yaşantı ve ölüm bu, evrende dengesizlik
Uçsuzun başlangıcı ayağımın altında
Sonucu bilmem nerde; belki “O”nun katında
Belleğimde bir yol var, beni “O”na bağlayan
Yolculuk ne zamandır, ilmi “O”nun zatında
Soğuk bir şaka gibi değişti gözlerimde
Gözlerim dilsiz kaldı kalemin izlerinde
Elimde kuru boşluk sıkıntıdan ağlayan
Yaşanmış bir yorgunluk bükülen dizlerimde
Çılgınca alkışlıyor saniyeler zamanı
Çaresizlik üstümde sanki ölüm fermanı
Kuşluğu tekmeliyor bir his geceden kalan
Yüzünde avuçla kir, kırık dökük endamı
Bırak artık çatlasın şu günahkâr duvarlar
Sabahın mahmurluğu hep işte buna yanar
Dönüşü yok ki yolun, umutlardır çatlayan
Suç kimde bu meçhul; fakat bir ömr-ü heder var
(14/04/1971)
Kayıt Tarihi : 7.1.2010 01:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!