Kelimelerden önce, bir mana ifade ederse kalbiniz işte o zaman kelimesizde olsa,
bir anlam ifade eder ve bir değerdesizinizdir.
O bambaşka bir halde veya bir kimlikte manaya dahil olmak kimlik olabilmektir.
Bazen bir tek tebessüm içinde neler olabileceğini hiç kimse bilemez.
Belki bir lahza sen ve kalbinsindir. Belki hakikatin ve duan.
Belki senden öte bilinmez nice hikmet ve sevinç. Belki nice kudret ve serzeniş.
Hakiki içten bir tebessüm bazen tüm kimliğinizi şekillendirir.
Hakikat ile kalben bir olunca nerede ve kim olduğunun bir önemi yoktur.
Marifet, kalpten bir mesafede, bir olabilmektir hakikatte kim olduğun.
Bazen insan olduğunuzu hissettiren bir bakışta huzur bulur kalbiniz.
Bakışlarınız ufkunuzu bilir ve inancınızı kutsar hissettiğiniz şey. İşte orada bir kimlik vardır meselâ. Herşey aslına aittir.
Buyuzden asılsız olan herşey insanı zorlar. Herşeyin aslına varmak kolaydır oysa.
İnsan en çok bildiği şeyin kimliğindedir. Her insanın kimliği; yüreğinin bilgisi kadardır.
Yeteri kadar yaşama erenler, yaşamaktan öte, yaşam olmak ile ilgilidirler.
Orada en ufak bitki ve dağların ufku aynı şeydir oysa.
Bu yaşama bir kimlik katmaktır kendinden.
Dünyada büyük harflerle adınızı yazmanız gerekmiyor, ancak hakikatin adınızı sizin kalbinize yazması çok şey demektir.
Ve sadece sizin anlayacağınız dilden yani bir bakıma kalben.
Çünkü orada bir bütünlük vardır. İnsanın kendinden asla garip kalmama halidir o.
İnsanın kendi kalbinin birliğidir o.
İnsan kalbinden bilinir ve hayat bıraktığımız izlerden ibarettir.
Ancak kalbe bırakılan iz, daima meyve verir ve kalben bir izlenimdir.
Ve o zaman anladıkça herşey yürekten izlenir. Bu ise kendinden öte bir kimlik olabilmektir.
Unutmayın; Hayatta nerde olduğunuz değil, hayatın neresinde olduğunuz önemlidir.
Bir insan kalabalıklarda kişiliğini değil, konumunu bulur.
İnsan ancak yalnızlığında kişiselleşir ve kişiliğini bilir.
İnsan, yalnızlığında kalabalık değilse kendine; kalabalıklarda da asla konumsuz kalmaz.
Bazen insan nerde olsa bilir kimsesizliğini ancak nerede olsa bilir sevgiye kimlik olabilmeyi.
İşte odur bazen kimliğin veya kim olduğun.
Yaşamda herşeyi bilmek zordur ancak kendini biliyorsan herşeyi bildin demektir.
Bazen olumsuzluklar arttıkça, olağanüstü oluşumlarda artmaya başlar.
Tezatlar bazen insana mutlak bir tez sunar. Kendinizi ne kadar bilirseniz, dış dünyayı da o kadar bilirsiniz.
Çünkü size dıştan yansıyan herşey , bazen kendinizi de size daha açık bildirir.
Gerçekte insanların niyetini tanımak önemlidir.
Buyuzden tanıdığınız nice insan tanımsız olabilirken, kalpten tanıdıklarınız ise kendini kalpten tanıtır size.
Tanımaktan da öte, onlar sizi daima bir değerde tanımlarlar ve sizi kendileriyle tamamlarlar.
İşte o zaman tanımak yoktur öz bir ifadede tanım olmak vardır.
Bu da bir bütün kimlik olmaktır aslında.
' Bütün bilimlerin özü 'Ben Kimin ilmini' bilmektir.'
Önemli olan insanlar arasında kim olduğun değil,
Allah katında kim ve ne olacağındır.
"Allah insanlara sonuna göre bir ad takar" diye belirtir bir şiirinde Mevlâna hz.
Ve devam eder; '' Bize göre herşeyin adı, görünüşüne tabidir.
Nasıl görünüyorsa biz ona öyle deriz. Fakat Allah'a göre iç yüzüne hakikatine tabidir.
Musa'ya göre sopasının adı asa Yaratan yanında ise ejderha idi.
Hasılı Allah indinde sonumuz ne olacaksa hakikatte adımız o olmuştur.
Allah insana akibetine göre bir ad koyar.
Halkın taktığı ödünç ada göre değil.''
Buyuzden dünyada isimlere takılmadan insanları niyetinden ve kalbinden tanımalıyız.
Bazen insanların sizde gördükleri ne sizsinizdir, nede sizin olan tüm herşey onların gördüğü şeydir.
Hayatta herşey olun ancak kimsenin sizi görmek istediği gibi biri olmayın.
Çünkü insanlar istedikleri şeyi, istediği şekilde görmek isterler.
Sizin nasıl göründüğünüzün bir önemi yoktur onlar için.
Bir insana değerli olduğunu hissettirmek, değerlerin en büyüğüdür.
İşte bunu bilmek aslında bir bakıma sizin kimliğinizdir.
Bakışınızda inanç, görüşünüzde hakikat ve iç gözleminizde samimiyet ve sevgi varsa
mutlaka birşey de yada herşeyde kalben görülürsünüz. Bu ise yaşamda bir düşünce kimliğidir.
' Cisimleri dünyada, ruhları Muhal'li Âlâ'ya bağlı kimselerle ol' diye belirtir bir sözünde. M.İbni Arabi hz. (k.s)
İşte o zaman anlamalı insan nice kimliklerde, nice kimlik ve kimyalar gizlidir.
'Zat-ı Hakda mahrem-i irfan olan anlar bizi. İlm-i sırda bahr-i bi payan olan anlar bizi.
Ey Niyazi katremiz deryaya saldık biz bugün.
Katre nice anlasın, umman olan anlar bizi. '
Üstadın bu sözü ise anlamaya çağırıyor insanın kendi kimligini adeta.
Katre olduğunu bilen her insan ummanını ruhunda bulmak istiyordu kimliğinin her katresinde.
Bir damlada hakikate erebilirken, yaşam alabildiğince bir umman denizine varabiliyordu insan için.
İşte o zaman yağmur tanesi, inci adını alırken sözlerde ruha dizilen cevher gibi yansıyordu anladıkça.
Unutmayın, sizi en iyi bilen insanlar, kalbinizi bilen insanlardır.
Çünkü bazen bilinmek değil, kalben bilenmektir bilinmek.
İşte o zaman kendini gerçek manada hissetmek ;yaşamında kimliğini özünden hissetmek demektir.
İşte o zaman, kainatı, kendini, hakikati ve birliği yaşamak, bir bütün kimlik oluyordu gerçekliği hissettikçe.
Tuba Gürdere
Kayıt Tarihi : 16.2.2020 20:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Tuba Gürdere](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/02/16/dusunce-kimligi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!