Kötülüğe doğrudan veya dolaylı hizmet eden hiçbir örgütlü yapıya dahil olamayan her insan, yaşama ve örgütlü kötülüklerin ürettiği zulme direnirken sürekli yalnız kalır.
Tek başına mücadele veren insanların direnişleri öldükten sonra tehlike geçti diye kalabalık bir sahiplik kazanır.
İnsanlık bu iki yüzlü tutumunu her çağda ısrar ile sürdürür.
Kötülük sürekli bu iki yüzlü yüzsüzlülük yüzünden kazanır.
Düşünce gücünün son farklı boyutu kitabım Mobbing Bank Türk Fırtınası kitabım ile yetmiş beş yaşını dolduran örgütlü, organize, çok yivli ve çok tetikli ülkemizde ki kötülüğe manifesto bir uyarı ile muhtıra verdiğim halde ülkede kimsenin duymamış olması hangi iki yüzlü tutumun tavrıdır?
Pireyi deve yapan sömürge medyası bunu görmek ve sömürmek için neyi beklemektedir?
Bugün sömürdüğü ve geçmişin direniş abidesi olan her mücadele bunun bir örneği değil mi?
Canlı yaşanan gerçeğe sırt çevirmeyi de ilk kez yazarak yüzlerine çarpıyorum.
Öldükten sonra ki süreçte de sömürüyü engellemek için yine düşünce gücünün farklı bir boyutu ile önlerine öyle engeller yığmış olacağım ki önlerine insanlık tarihinde ilk kez sömürülme zamanı gelen bir ibreti sömürememe ve kendi iki yüzlü tutumlarını itiraf ederek bu yaşananları anlatmak zorunda kalacaklar.
Tüm akılları bugüne kadar satın alıp kendi çıkarları için bir türlü kullanma alışkanlığı bu cesareti artırıyordu. Artık bu denizde bitiyor.
Gelecekte bilgisini sömürge yararına satan her insan suçlanacak. Bir bilim insanının insanlığa bilgi aktarmak için bir markanın gölgesine sığınması bu çağın ayıbıdır.
Direnen bir bilim insanı çıkmamış olması en büyük utançtır. Sömürge ile işbirliği yapan bilim anlayışı insanlığa ne verebilir? Sömürünün çizdiği sınırlar dışına ne kadar çıkabilir? Maması kesilir korkusu bilgi aktaran biri sömürünün zararına sömürülenlerin yararına süslü magazin sözler dışında ne söyleyebilir?
Sömürünün sunduğu olanakları bir gelişme olarak görecek kadar ileri giden vakalar bile yaşandı.
Tüm ideolojilere karşı olduğum halde komünist olmakla, ortadoğu dinlerine mesafeli olduğum için dinsiz olmakla suçlandım.
Oysa insanlık ve sevgi hem ideolojim hem de dinimdi.
İdeolojilerin ve dinlerin sorunu insanlık ve sevgiydi.
Güç elde etmek için sömürü ve korku sarmalı dışına çıkamayan anlayışların içinde ne işim olabilirdi?
Ganimet peşinde koşan ister din anlayışı olsun, ister ise bir ideoloji olsun yolum bir türlü onlarla keşişemedi.
İdeoloji ve dinlerde dayatmacı bir tutum vardı.
Dünyaya sevgi anlayışı ile bakmak yolumu ister istemez değiştiriyordu.
İdeolojiler bu dünyayı, dinler öteki dünyayı insana satıyordu.
İnsanlık ideali pazarda satılık bir mal muamelesi göremezdi. Görüyor olması doğru olduğu anlamına gelmiyordu.
Yaşam dünya da olması gereken bir süreçti yaşamı öteki aleme erteleyen her satıcı ahlaksız bir sömürgeci örgütün din adına üyesiydi.
Bu kötülüğü, yaşatmayarak yaşayanlar örgütlüyordu.
Yirmi birinci yüzyılda bir Türk tarih sahnesine çıkıyor ve bu iki yüzlülüğü ters yüz ediyor tüm taraflar ile kendilerini hileli yüzleri ile ve suçüstü yakaladığı delilleri ile yüzleştiriyordu.
Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 2.8.2024 15:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!