Kaygıyla bakıyorum bizim kuşağa!
Geleceği ya boş ya karanlık görünüyor.
Böyleyken, bilincin ve kuşkunun yükü altında
Eylemsizlik içinde kocuyor.
Zenginiz biz, ta beşikten beri
Babalarımızın yanlışlıkları ve akılsızlıklarıyla!
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Şairin öLümü
intikam,çar, intikam!
kapanıyorum ayaklarına
adil ol ve katili cezalandır
Ki onun idamı gelecek çağlara
senin haklı yargını duyursun
ve caniler örnek bulsun onda.
Şair öldü! - kuluydu namusun.-
düştü,karalanmış,söylentilerle.
düştü intikam özlemiyle,göğsünde bir kursun
egerek gururlu basını yere!
utancını değersiz tahkirlerin
taşıyamazdı şairin kalbi
o başkaldırdı yargısına sosyetenin
ve öldürüldü! yapayalnız,önceki gibi..
Öldürüldü! neye yarar simdi gozyaslari..
neye yarar boş övgülerin gereksiz korosu..
neye yarar zavallı özür mırıltıları..
kader oynadı oyununu!
ilkin kinle kovan siz değil miydiniz
onun özgür ve cesur yeteneğini ;
ve eglenmek icin körüklediniz
bir yangını ki belli belirsizdi..
daha ne? eglenin..son ıstıraplara
dayanmaya artık gücü yetmezdi!
söndü bir meşale gibi eşsiz deha
soldu alnındaki zafer çelengi..
Kurtuluş yok,soğukkanlılıkla
katil indirdi vuruşu.
titremedi elindeki tabanca
yüreği sanki donmustu..
Sasacak ne var? uzaktan onu
o benzeyeni yüclerce kaçağa
fırlatmıstı bize kaderin buyruğu
talih ve rütbe avına..
Gülerek,küstahça aşağlıyordu
yabancı bir toprağın göreneklerini
o bizim şanımızı esirgeyemezdi
ve bu kanlı an düşünemezdi
elini neye kaldırdıgını !
Şair öldü ve girdi toprağa
O ünsüz, tatlı türkücü gibi
sağır bir kıskançlığın kurbanı.
onu eşsiz bir güçle betimlemişti
acımasız bir elin yere serdiği
o yazgı yoldaşı ozanı..
bırakarak barışçıl erinçleri ve saf bir dostluğu
özgür yüreğin ve ateşli tutkuların boğulduğu
bu kıskanc dünyaya niçin geldi?
niçin verdi elini değersiz kara çalıcılara?
niçin inandı yalan sözlere ve okşayışlara?
o ki genc yasından beri insanları bilirdi..
çıkarıp ilk çelengi alnından
dikenli ve denfeden bir çelenk taktılar ona,
ve gizli iğneler dalların altından
battılar şanlı alnına..
ve ağulandı son anları da
sinsi fısıltısıyla alaycı cahillerin.
ve öldü o -boşuna bir intikam susuzluğuyla-
ve gizli üzgüsüyle kırılmış ümitlerin..
sesleri o eşsiz şarkıların dindi
bir daha duyulmamacasına.
dar ve sevimsiz sığnağında simdi
Susuyor şair , bir mühür ağzında..
Ve sizler,kibirli çocukları
bilinen alçaklıkla ün salmış ataların!
köle topuklarıyla çiğneyen yıkıntılarını
bahtın oyunuyla incinmiş soyların!
özgürlük,defa ve şan cellatları!
tahtın yanındaki açgözü yığın!
susturun gerçeği ve yargıyı
gizlenin örtüsü altına yaslanın!
fakat ey ahlaksızlar,tanrısal bir yargı
ve müthiş bir yargıç bekliyor sizleri!
O'nu kandıramaz altın şıkırtısı
O bilir önceden her şeyi.
o zaman boşa gidecek ama
kötülemeler, basvuracağınız!
ve tüm kara kanınızla, şairin
haklı kanını yıkayamayacaksınız!..
(1873)
Ceviren : Ataol Behramoğlu
Sair : MİHAİLYURYEVİÇ Lermontov
1814 yılında Moskova’da doğdu. Moskova Üniversitesi’nde iki yıl okuduktan sonra Petersburg’da Askeri Akademi’ye girdi ve subay oldu. Önceleri çok ilgisini çeken sosyete yaşamı, maskeli balolar, tiyatro bir süre sonra Lermontov’a çok sıkıcı gelmeye başladı. Hayatta hiçbir amacı olmayan insanların arasında kendisini yalnız hissetti. 1835’de 19. yüzyıl başlarındaki başkent asilzadelerinin yaşamlarını konu alan Maskeli Balo adlı eserini yazdı. Genellikle eserlerindeki baş karakterleri güçlü, cesur ve bağımsız kişiliklerden seçti. şiir türlerinin hemen hepsini denedi. Şiirleri öz ve biçim bakımından güçlü bir lirizm niteliği gösterir. Puşkin’in düelloda ölümünden dolayı sarayı suçladı. Şairin Ölümü adlı eserinden sonra Kafkasya’ya sürgüne gönderildi. Ardından 19. yüzyıl başlarındaki genç- lerin trajik ölümlerini anlattığı Zamanımızın Bir Kahramanı adlı temel eserini yazdı. 1841’de eski bir subay arkadaşı ile girdiği düello sonucunda öldü
çocukları yüzünden günaha giren-giremeyen babalar hakkında bir şiir yazasım geldi şimdi..
halbuki şiir başka bir şey diyordu sanırım..
ilgim yok..
@..
(haa bu arada günün şiiri grubundan ayrıldım..şimdi görüşelim bazı büyük arkadaşlarla..tenakuza düşmeden nasıl tepenize bineceğimi görürsünüz bu saatten sonra..benden saygı bekleyen..kendini yoklasın önce..hiç öyle bir derdim kalmadı zira..pire için yorgan yakarım..)
@..
Şiir çevirisi, çevirisi şiir...
Çok sevimsiz.
Neden böyle bir şey yapılır hala anlamış değilim...
Sevimsiz ve unutulmaya yazgılı bir kalabalık halinde
Geçeceğiz gürültüsüz ve izsiz, dünyadan.
Çağlara ne bir verimli düşünce, ne de
Deha ürünü bir yapıt bırakmadan.
Babanın çocuklarına bırakacağı en güzel miras
güzel ahlaktır.H.Ş.
Bu metin bize ulaştığında heyecanlandık: Gezegeninizi farkındalık şizoidi robotlar arasında zât'en dirilerin de bulunması muhtemel gezegenler listesine alıyoruz.
gözümüz gönlümüz açıldı şair! saygılar...
çoçuklarımız hoşgörüyle anacaklar bizi,
aşağsayarak anacaklar,bir yargıç bir yurttaş sertliğiyle
aldatılmış bir çoçuğun acı alayı gibi
savruk ve batkın babası üstüne!
düşünceler üzerine yoğunlaşmış şiir...
ne kadar insanca
düşünenler için!
saygılar
her dönemin şiiri..
her düşünenin..bakanın..görenin şiiri..
@..
Bu şiir ile ilgili 40 tane yorum bulunmakta