Bana soracak olursan
çivisi çıkmıs bu işle bu çağa
ayar gibisin...
Bu cömertlik, bu yüz, bu iştahla
her bedene her kalıba
uyar gibisin...
Takıp takışıtracağın çok
şu ruh giysin bedene takacak elbisen yok...
Bu çekicilikle gözlerin ateşini alırken
paratoner gibisin...
Allah'ın günü yüzüne kat kat boya cila...
Ayakkabi olman bir yana,
duvar gibisin...
Dilin yapmacık, gülüşün sahte.
Sana ait olmayan roller içinde, zoraki
var gibisin...
Ya şu alengirli işler,
oynaşların...
Etrafın mezbelelik, çevren kurulu çadır
bu hızla tastamam yedi kocaya
yar gibisin...
Şeytan'sı ateş,
şehvetin dorukları...
Yasak ağacın dallarında -doymasan da-
doyar gibisin...
Edeb libasın son kez süzülüp akar yere...
Yavaş yavaş cennetinden
kayar gibisin...
Kayıt Tarihi : 27.3.2010 18:45:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
'Çıplaklık' tanımından yalnızca dışıyla açık olmayı kasdetmiyorum. Edeb kusuruyla cennet libasından soyulduktan sonra ha açık olmuşsun ha kapalı... Bu anlamda çıplaklık,öncelikle iç dünyamızdaki kaybettiklerimizle ilgilidir.
![Ahmet Yüksel](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/03/27/dusuk-kiz.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!