cuma karmaşanın içinden çıkıp geleceğin bir pazarı düşlerken
bir cumartesi
aniden
ölü doğdun
sırtıma alıp
taşıdım seni yollarca, yıllarca
varsın görenler deli desinler
iki kadeh, gün batımı, karşıma bir sandalye
sırtımdan indirip oturtup karşıma
anlattım
doğacaksın tekrar, bahar çıkacak o zaman
rıhtımdan bineceğiz şu gemiye
deniz kızları ve korkunç parlak yıldızlar düşleyeceğiz seninle
kendimden emin olmadığım kadar eminim, duydun
ölü doğsan bile
organlarımı çıkarıp masaya koydum hepsi senin olabilir diye
ya sarhoş oldum ben ya da gözlerini açıp kapattın
ama
uzanıp almadın hiç birini
tekrar gözlerine hasret kalmayayım diye yosunlu bir taş bastım bende göğsüme
ellerimi açıp gökyüzüne yağmur bekledim
beraber ıslanırsak tekrar doğarsın diye
bulut sadece benim üzerimden geçti
bir yerlerde hala olduğuna emin olduğum kadar eminim
güldün üstüme
kötü sözler yaktım, kadına el kaldıran erkek, hayvana zulm eden insan, yalancı politikacı yaktım
dünyaya ait kötü bir kaç anı
temizlendiğine inanıp buraların bir pazar tekrar gelirsin diye
ağladın
yanaklarını sildiğim ellerim çiçeklendi
eminim ağladın
ama bir cumartesi aniden ölü doğdun
tek kurşun kendimi vurdum yanına geleyim diye
kalan parçalarımı bir hapishaneye koydular
genel aşk affından çıkıp hemen
sırtıma aldım tekrar seni
doğru masaya yine bir gün batımında
anlattım
bir elbise, saçların ve rüzgar
rıhtımda demirlemiş şu gemiye bineceğiz beraber
geniş zamanlar göz göze gülümselerimizde kısalacak
duydun
her şeyi biliyordun
ama gelemedim hakkından
mavi göremezsin beni dedi
siyaha boyandı hemen ardından
bir yıldız kaydı, rüzgarda ağu
kayboldun
belki bir deniz kızı oldun...
bir rıhtımda tek başıma bindiğim gemide
bana kayan yıldızlar ardı her pazar seni düşlemek kaldı geriye
Kayıt Tarihi : 10.9.2019 00:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!