yalnızlığın tadını düşlerken
çay demledim ellerimle
martta yağan kardan beri
içerde demliyorum kendimi
dışarıya kapalıyım
tık geçmesin içeri
altın sözde küpeliyim
dağılsın güzellik
dağılsın içeri
dört duvar içinde dört köşeyim
şurada genleşir derilir ova
burada süreminde mordağlar serilir
karşıya dokunma karabulutları var ağlar
dış kapının ardına okyanus döşedim
tavandan çıkarsam başımı
elimi tutar kuşlar
sümüklü oğlandım
çan seslerinde uyanırdım
lıngır lıngır geçerdi sürülü koyunlar
tozunu kokusunu kaldırıp komşu evine
ardımda şırıldayan dere
ağlıyordu gitmek zor diyordu
ağlaya ağlaya gidiyordu
neredeyim
karanlık mı
göremiyorum
ışıkları yanmaz mı çevrenin
ışıyınca güneş gülüyordum
çamaşır ipine mandallamışlar
geveze ilkyazın kollarındayım
yaprak sağanağını deriyorum
bir fincan kahve içer misin dedi
kıl çadırın dibinde
dağlar güzeli yörük kızı
yayık tuluk ayranıysa
he dedim
bulutlar koltuklarıma doldular
kıl çadırın dibinden yoldular
başımı ıslayamam korkarım
dağlara koymayın ayaklarım yalın
çöllerde güllere salın
yarin kulağına sokulam demeden
düştüm sonsuzluğa
160509ankara
Ozan EfeKayıt Tarihi : 19.5.2009 16:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!