Düştüğün yere bak bir, düşlerin gibi mi?
Halden hale giren bakışlarında saklandığın
Kendine gösteremediğin ilgi, ya göremediğin
Hakkın olanı alamadığım ve olamadığın
Kaç kişilik bir oyun ki bu sahne oyalandığın!
Yüzünün şeklini bile hatırlayamıyorsun
Sözlerin uçmuş gitmiş hala yazamıyorsun
Bir de Uzanmış boylu boyunca yatıyorsun
Dün gibi değil mi bu elini uzatıp tutamadığın…
Haktan söz etme bana hele haksızlıktan
Ananın hakkı babanın aklı kim daha haklı
Halk sokaklara yığılmış sen seni arıyorsun
Hırsızlar soyunuyor, kendi kendini soyuyor
Saçların beyazlıyor ve resimler soluyor
Bir de utanmadan uzun uzun soruyorsun!
Uzun olmayan soluklanmalardan arasında
Yaşamadığın kendini nasıl hatırlıyorsun?
Artık sorma vakti değil. Ki zaten cevabı belki!
Belli ihtimallerin arasında ihmal edilmiş
Enkaza dönmüş; sonsuza yolcu edeceğin…
Aynasında bakmalıydın aslına ihanetinin
Falcılık etmenin atıp tutmanın zamanı değilse;
Neden tüm bu bencillikler? Benliğin bile yok!
Kim aç kim gerçekten kimin karnı doymuş, tok.
Yalanların orta yerinde nedir bu kibrin sebebi
Kanını donduran soğuk ateşin ateşin alevinde
Payına düşeni alamamanın ezikliği belki de
Bütün aynalarda gördüğün sahte yansımaların…
Yılmaz BEKTAŞ
Kayıt Tarihi : 9.5.2023 02:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!