Kuru bir yağmur yağıyor
Duru bir yalımın çemberine
Beceriksiz bir intihar şaşkınlığında...
Ben beni benden alıp
Bensiz diyarlara giderken
Her yağmur yeni bir hüzün salıyor
Hüzünler sel oluyor
Selde boğulup gidiyorum umarsızca
Yine yaşıyorum
Umutsuzca...
Aynı haz gecede
Yüreğimde aynı sen
Gözlerinde kim bilir belki aynı ben
Belki susarak
Belki çığlıklarla haykırarak
Belki de güneşin yanılgılarına yaslanarak
Sır olmuş gün ortasında
Gecede
Alacakaranlıkta...
Aşkta denek olmak kolay
Ya ihanette kobay olmak? !
Hayat yine gerçek
Yine kapkara
Yine soğuk
Hayaller yine boğuk boğuk
Yitirilmiş anılarsa bölük pörçük
Kopuk kopuk...
Ben bir âşık
Sen uğruna yaşanası sevgili...
Bir geceyarısı
Her geceyarısı
Her gündönümü
Ellerinde sönüyordu karanlık
Düşüyordu yarınların gölgesi
Gölgesine gözlerinin...
El olur yarim
Dün olur yarın
Düş olur sevdam
Zavallı bir düş! ..
Hep seni yazdım dizelerime
Hep sana yazdım dizelerimi
Yazdım adını yüreğimle
Yüreğini ellerimle
İsterik bir ecel nöbetinde...
Süzüle süzüle geldim acılardan
Sıyrıldım gecenin kollarından
Çok verdim
Bedelsiz verdim
Güldürdüm gülmedim
Ağladım ağlatmadım
Filizlendim açamadım...
Denizde serap sezilmez
Ölene küfür edilmez ki
Sırlarım sende kalır
Senli düşlerim bilinmez
Ölenle sevişilmez ki!
Dağlarımda kurur buzullar
Yalanların alev alır yanar
Unutma!
Kendi düşen de ağlar
Kanayan yaralarından
Çürümüş bir yaşam akar! ..
Korku olur şimdi sevmenin adı
Kılı kırk yarar avuntularım
Hırsım,
Bir bardak demli çayın buğusunda
Bir nefes sigaranın dumanında
Anlık umutlarım
Hazlar durağan şimdi
Melekler zebani kılığında...
En sezgili yürek
Duyarsız sözdizimlerine tutunuyor
Yetmiyor aşmaya
Acılı ezgilerin barikatlarını
Kaldıramıyorum ne yapsam
Çizilmiş gözbebeklerine
Anlak hudutlarım...
Saydamlaşmış gülüşler
Öyle silik
Öyle tutarsız
Asılı kalmış dudaklarında...
Gözyaşların saklı yapış yapış...
Kirli bir kan lekesi kurumuş duvarlarda
Saklanıyor yağmura
İzlerinden utanırcasına...
Zaptedilmez haddini aşmış hevesler
Gece örtemez artık
Bedelsiz ihanetlerin gölgeli sarmaşıklarını
Habis bir ur yapışır sevdama
İçten içe kemirir
Yavaş yavaş yok eder kendini...
Sevdan içimde kayıtlı bir kayıp
Varlığın bir hiç
Hiçliğin tüten bir tutam duman
İsli bir leke
Ellerinin izi ellerimdeki...
Sarmal bir bulut kümesi etrafında
Çepeçevre kuşatır ufkunu
Bulanık hâleleri öpüşlerimin saçlarını
Dudaklarımda çilek kokan ağzının tadı
Rafa kaldırılır tensel titreşimlerimiz
Gökçe bir aşkın yerçekiminde
Unutulur...
İşte bu en serin
En sert dert
Derdine sahip çık
Sorulur! ..
Düşsel bir kurmaca olur hayat
Kendi ellerimizle yarattığımız
Riyakâr bir tebessüm
Doğrulayamaz gerekçesiz yalanları
Bağışlatamaz günahlarını...
An olur bir asırda sakladığın
Saklandığın bir an içinde
Sevda köprülerini sabırsızca yıktığın...
Arınamaz en duru ırmakta
Korkuya batmış sonsuz emellerin
Kirli ve sorumsuz
Çamura bulanmış bedenin...
Düşsel bir kurmaca olur hayat
Kendi ellerimizle yeniden yıktığımız...
08 / 10 / 2002 04:01
Özgür KöktürkKayıt Tarihi : 19.2.2005 12:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Her darbe bizi birazdaha biz yapar aslında...
Aşkın o akıl almaz koru yakar kavurur bedenimizi....
Bende biraz bişeyler yazıyım dedim kendimden..Her zaman ki gibi o güzel şiirlerin bana ilham verdi Özgür:)
Seni hayatın o düşsel kurmacasıyla baş başa bırakıyorum...
TÜM YORUMLAR (1)