iniş takımlarımda bir ceset var, kalbimin yansıması
silüetini yadsımış kendi. dili de tutmuyor, cabası
post modern bir şiirin yalnız alaturka dizesi.
bir siyahi adam var, parçalamış gururu.
sancısı öncelemiş, düğününde dahi zehirlemiş yeminini sağdıcın.
tüm yazıtlara selam vermiş ayrılırken söğüt dalının umudu,
ve asalak bir sırtlan gibi saldırmış göklere bilincini yitiren anka kuşu.
suyumuzu kesmişler gecenin 1'ine kadar.
hem susuz hem huzursuz kalmışım.
yere dökülmüş yarım bardak sade, soğuk kahvenin,
fırtınada küllükte bir başına kalakalmış bir parça izmaritin kokusu sinmiş üzerime.
kıyıdan kıyıya dolanmış yoksunluğumun hikayesi
-soğuk, tuzlu denizde-
kaç farklı hayat, kaç farklı hikaye yaşar,
-iki kıyı arası, genizde-
bu şiir beş dakika içinde bitecek.
bu şiiri bitirmeye ömrüm yeter mi bilmiyorum.
karamsarım, içimde dahi sükut bulamıyorum.
yelkovanı derimi yakarcasına hızla geçiyor duvardaki saatin,
tutmaya çalışıyorum beni benden mahrum bırakan yıllar öylece akıp gitmesin diye.
varlığımı da -bir kavanoz umut kırığı gibi- soyutluyorum kendi kendime.
dün gece bir rüya gördüm.
bir yolcu otobüsü vardı, içinde soğuk bir ruh
alevler içinde dahi buz gibi soğuk kalacak bir ruh.
sesi çıkmaz, gözü görmez, kanadıkça hissetmez olmuş.
hissizleşmenin şiiri bu aslen.
artık gök gürültüsünden korkmadığında,
başın bir gaz fırınında, ruhun bir tütsü dumanındayken de,
bir yenidoğan gözüyle dünyaya baktığında,
en sevdiğin şarkının sözlerini ilk kez anladığında,
yedi tepenin de altında çürüyen dostunun mektubunu okuduğunda,
en sevdiğinin ölü, soğuk bedenini son kez kokladığında da,
ve artık neşene mühür vurup donduran tek hata kendininki olmadığında,
sinirlerle dolu ruhunun her adım başında tattığın hissizleşmenin şiiri.
Kayıt Tarihi : 6.10.2023 17:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!