DÜŞMÜŞÜM BELAYA
Düşmüşüm belanın en onulmazına,
Yarkolik oldum, gelemiyorum sana!
Kaldıramıyor ürkek tavşan başını,
Uçamıyor şair, kırmışlar kanadını.
Takıldım oltana, tezgahındayım!
Bilmez koşuyu, acemi tayım!
Yapıştı saçına kanadı kelebeğin!
Kirpiklerine takıldı ışığı gözlerimin.
Su çok derinmiş, dalgalar boyu aşan,
Peşindeyim, uşak gibi, durmadan koşan!
Köleyim, pazarlarda elden ele dolaşan.
Bağlıyım zülfün tellerine yapışıp sarkan!
Ver gülümü, pembe yanağınla yarışan,
Al aklımı, gönlümle beraber perişan!
Gözlerinin elası, gözlerimin ziyası.
Ürkek aşıkların, bilinmez son rüyası!
Bir kez olsun ötebilseydim dallardan,
Bakmazdı yaşlı gözlerim arkandan!
Cerenler anlatsaydı tek seni bana,
Ben de seni anlatsaydım Mecnun’a.
Anlatabilseydim, derdimi, Fuzuli’ye,
Baksaydı aşk tabibi, onulmaz derdime!
Bulurdu o, dermanı kanayan yüreğime,
İspiyon etseydim Mona Roza şairine!
Muallakat-ı Seb’a’da mı ilan etsem seni!
Ka’b bin Züheyr’e mi iletsem zalimliğini!
Ağır mı geldi, çıkardın sevgimi kalbinden?
Taş mıydı kalbin, acımadı ettiklerinden!
Uçamaz, aman ister, kuşun kanadı kırık,
Merhamet ister sevgiliden, zavallı aşık!
Ey sevgili, gel uçalım özgür ufuklara,
Selam verelim Kafdağı’ndaki turnalara!
Ey sevgili bırakma beni, buralar çok sessiz!
Bırakma beni, bir başıma yalnız ve çaresiz!
Terk edilmiş, garip diyarlarda kimsesiz!"
15.05.2016/Kayapınar
Kayıt Tarihi : 26.7.2020 16:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Platonik aşkın bende bırsktığı etkidir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!