şimdi zaman ninniliyorum
bir damla sefil göz yaşının dizlerinde
pişmanlıklar kanatıp tırnak tırnak
keşkeler öldürüyorum zehir zemberek suslar
vurup dudaklarıma...
koca bir sevda gömüyorum göksuya biraz üstten bakan
tarumar olmuş bahçede koca çınarın gölgesine...
sende susacaksın benim sustuğum gibi
bizli o masala nokta koyup adımı dip not düşeceksin
develer tellal pireler berber iken...
toprak kayacak ayaklarının altından
mavilerini yitirmiş bir gök yüzü pürüzsüz engebesiz yer yüzü
kağıt gibi her yön aynı
tuhaf bir boşluk kesilecek koca dünya renksiz sessiz
orta yerde bir sen kalacaksın
başı boş kimliksiz...
düşmek için uçurumlar arayacaksın
telaşlı ellerinde falı bakılmış bir tel masum papatya misali
ağlayacaksın solgun yanaklarında göz yaşı yanığı kalınca bir iz...
kaldırımlarda ayak sesi
dar sokaklar çamurlu patikalar ve hatta yağmurlar bile yok
balıkçı kasabasının fersiz sokak lambaları
ve mendireğin ucunda saçağına o yorgun martı tünemiş
deniz feneri de yok..
kara derili denizin yüzünde
ay ufantısı deli deli yakamoz oynaşması
verandada seviş artığı gülüşler
bal damlası gözlerinde gök kuşaklı sevinçler
gamzelerinin çukurunda tiril tiril titreyen heyecan
yastığa sinmiş kokumuz soğuk duvarlarda gölgelerimiz yok...
ve düşmek için uçurum bile yok...
Hasan ODABAŞI
Hasan OdabaşıKayıt Tarihi : 30.3.2021 01:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!