Düşman herhâlûkarda Vazifesini Yapar

Had bilmeze haddini düşmanların eliyle
Bildiren sahibimin hikmetine erdin mi?
Saadeti buyuran hükümdârın kalîyle
Mümine bahşettiği rahmetini derdin mi?

Bu beşeri zûlümdür kimse demesin kader
Yüce Mevlâ herhâlde ne etse güzel eder
“Hikmetimi görmeğe güneşe çıksınlar” der
İDRÎS Nebî Cennette hûlle gördün mü?

İşgâl projesiyle, yurdu kana buladı
Askeri göndererek Türkiyeyi sınadı
Dikkat edin; askerin “KURTARMA EKİP” adı
Kâfir oyun oynarken Müslüman sen durdun mu?

Karıştırmam arkadaş hiçbir işime yadı
Ellâh’ın Askerinin TÜRK MİLLETİ”dir adı
Her zaman unutulmaz aşkederse tokadı
Mehmedin karşısına çıkacak, bu ordun mu?

Döşek olan yeryüzü beşik oldu salladı
Salladığı kulların bazısını yolladı
Bazısının gözüne semâvati alladı
Zekât-ı nimetleri lâyıkına verdin mi?

Ciğerleri kezzabla, KahramanMaraş yaktı.
Diyarıbekir ise enkaz altından baktı
Adana’ya yıldırım düşerken şimşek çaktı
Adıyaman, Malatya ne hâldeler sordun mu?

Gaziantep gazilik sıfatını taşırken
Şanlı Urfa tatrlı, tatlı ayağını kaşırken
Elâziz uyur iken uykusunda üşürken
Ben geliyorum diye rüyâsına girdin mi?

Altı Şubat ikibin yirmi üç pazartesi
Hatayda yankılandı İskenderunun sesi
Osmaniyeyle Kilis ortak muhasebesi
Mukadderat-ı kazâ, disketini sürdün mü?

Canı verende Ellâh Emâneti alanda
Nice hikmetleri var giden ile kalanda
Tefekkür edilirse esrar yüklü yılanda
İmtihan yeri senin, ebediyet yurdun mu?

Hüzn-ü mukadderattan kanla doldu dereler
Depreniverince yer, on il bağlı ilçeler
Meskûnları tabuta koyuyor birer, birer
Kanağlayan gardaşın derdi senin derdin mi?

Düşman düşmanlığını herhâlûkarda yapar
Ben ELLÂH’a taparım o da şeytana tapar
Açık gedik bulunca onu anında kapar
Onu alkışlayana birtek fiske vurdun mu?

Cân âzîzdir İSLÂMİ: deprem yürek dağlıyor
Mümin, Mümine gardaş, gardaşı çün ağlıyor
Şehidlerin acısından herkes kara bağlıyor
Mazlumla, mağdurlara Hakk sofrası serdin mi?