Düşlerle iç içe sararmış irinli düşünüşlerin
Karanlık ve ıslak koridorlarında zifiri bir yağmur
Pişmanlık sularına gül yaprağı serpiyor bir kadın
Bütün ahşap kapıların zilini çalıyor âşık bir adam
Yüreğinde bitmeyen o şarkı, dudağında özlem
‘Sonbaharlar hüzün değildir’ diyor yaşlı bir adam
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim