Avuç içlerimizden kayıp giden günlerin mevsim geçişleri var usumuzda, ömür üç günlük misafir
Taşın değişmez yazgısıdır toz, toprakla sıvar sırtını ve özlemle ovar ruhunun ovalarındaki safiri
Kırık gücenmişlikler büyür her gün gönlümüzde, yapayalnız kaldığımızda çağırırız yüreğe ahiri
Çığlıklar ekeriz bu yüzden düşlerin sarı ovalarına, sonsuza dek yaşamak için aşkın kıyametini
Çoğul bekleyişlerin aşk yansımalı odasında yanık tenli çocuklara giysiler dikerdik birlikte, adını bilmediğimiz mevsimlerce. Uzakta kıyametler kopardı, sen gerçeğine seviler doldururken ben boş kadehlerden umudu içerdim göğsümdeki delirmiş gelgitlerle. Nazar boncuklarına gül demetleri asardı an, yolcusuz vagonlardan sevdalar bize el sallar iken. Hislerimiz ava çıkan aç kurtlar gibiydi, karlar altında kardelenler bizim sevilerimizi beklerdi. Güneş sırtını dönerdi sonra bize, alışkanlıklarımızın kırık dallarında en çok eylül üşürdü.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta