Her sabah yenilenmiş düşler doldururuz avuçlarımıza, üşüyen ruhumuzun kayıp rotasına dingin adımlar atarak
Her sabah üzünçlü vedaları atarız ardımıza, kayıp dünlerin sularını geçeriz aşkla, ruhumuzdaki peçeleri yırtarak
Her sabah biçare umutların dağlarına bakarız, giden gelmez sevdaların yanık uçlu şiirlerini özlemle kucaklayarak
Her sabah umut koyarız tanımlayamadığımız hayatın adını, yoksul ömrümüzün yorgun döşeklerini güneşlere asarak
Mor ışıklı bir odada kımıltısız sarılışlara yorgun damarlarımın kaynaklarına kadın ruhunu at bu gece. Yaman öpüşlerinin kayıp tarlalarından sıvazlayarak avuçla bereketli tohumlarımı, damarlarımdaki şah mat coşkuların yanık nidalarıyla sustur yar er çığlıklarımı. Omuzlarından sular kayarken, dudağından ruhuma ballar damlarken doldur aşkın peteklerini. En doyumsuz sarılışların kırlarına uzanalım sonra, ay resmimizi yapsın, gece umarsız ağrılarımıza şifalar kaynatsın ve seninle anlamlı anların şafakları asla karanlıkları aratmasın.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,