DÜŞLERİN GÖLGESİNDE YAŞAMLAR
bir oyun..
düşler üzerine
önce düşler serilecek sahneye
sonra düş tutukluları sahnede
düşlere sakladıklarımız
çok pespaye
düşleri olmayanlar
düşlerini düşte unutanlar
yolda bırakanlar
şimdi düşe girme oyunu başlayacak
hangi düşe girerdiniz, görülmüş düşlerin neresindesiniz
ne gördünüz düşünüzde kendinizi
hangi drakula idiniz
hangi sokulgan
ne kadar düşselsiniz
düşün yakamdan
düşe kalka
düştüm yola
düşe kaçtım
düşlerimi temize çektim
boş sayfalar çıktı karşıma
hemen resim yaptım boş sayfalara, uyanıktım
“bir kadın, bir kedi, bir orman, kocaman uçsuz bucaksız bir orman, dal budak, çıplak ağaçlar, üşümüş kuşlar, kapı tırmalayan çakallar, kurtlar, gece, havlayan gece, alıcı kuşlar, şarıl şurul akan sular, oy dereler dereler, taşlı yollar, patikalar,mezar yolu, korku dolu, mezarlıkta dans eden ölüler, hortlamayan ölüler, düşdikenler, babaannem, hey güllüm, hey canım, canım hey, nenemin dallı güllü eteği, cilveli, dallı kaşmir, çırnak sesleri, selvera, ateş böcekleri göz göz ateş, tüten ocak, körüm göz, mani mani matladı, taşlarda çocuk bakışlar, çocuk kaçışlar, fırında armut, çok çocuk,
uçan sesin kuş senfonisi, dağ tepesi, parmak cinler, asa elinde, kocakarı masalları düşsel
dünyalar kadar sevilen büyük tarla, başında orman, yayla çimeni misun sarılacğum sana, Riziya’da doğan kızlar, tarla başı akrita…”
en çok akrita
yaylada, ormanda, tarlada akrita kokusu…
ispela’ da akrita
oy dumanlar dumanlar
çimenun başındayım
beç alti yaşındayum
ve sonra bir gün
milyonkere yüz bin ölen çocuklar,
betonlara çarpa çarpa
her oyunda
ölen çocuklar,
törensi, töresiz çok ölü
seyirlik, seyirlik, seyirlik
çocuk tabutları üzerinde yükselen düşler
sokak arası yasak düşler
kesik çocuk sesleri
masalsız, masalı sızı
yenmiş düşler, çocuk düşleri azık niyetine
yollar hep yollar
daralan yollar
yollara çıkamayanlar
öncesiz ve sonrasız
baba
sınıfta kaldı
vahşet kesti düşlerini
yoktu öğretmeni
o şehirde
düştüm düşlerden
gölgeme rastladım yolda
boyum kısaldı
gölgemi boynuma sardım
cılız kollarımda
yetişmedi babamın boynuna
dolandı saçlarına
kıvırcık
gölgem büyüdü
her yeri kapladı
kaç gölgem vardı
düşürülen gölgeme
üzerime
kedi kaçtı kapı aralığından
eşik altı cam cam
annemi aradım
bulamadım
rüyamın camı aralandı
zibil kıyamet
yakalandım düşlerime
uyuruyanık
yalkım yapalak
yaka paça
yakalandım
ateş içinde
kendime kaçtım
hala ordayım
beklemede
yakında geleceğim, bekleyenime,
uyanırsam gerçeğe
korkularımdan
uyanırsam çok ölürsünüz
düş işte
şaha kalktı
girmiyor ki cebime
bü yüzden vuruldum
düşlerime
yoruldum
Kayıt Tarihi : 1.3.2007 01:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bu bir düş

Tevfik Yalçın
Kutlarım dost. Zevkle okudum.
TÜM YORUMLAR (7)