Düşlerimden daldın
döşüme ansızın
Aklımı çeldi hayalin
Hasretinin çekilmez yanlarını
sakladın gülüşlerime
Kanadı kırılmış kuşlara döndüm
Oysa, varlığınla dalıp gitmek isterdim gözlerine…
Deniz dalgası saçlarında kaybolmak isterdim…
Seni, bekledim düşten gerçeğe gelmedin
Gelmeyecektin belki de!
Kim bilir! neredeydin sen hangi iklimde…
Kim olduğunu bilmedim / bilemedim
Gözlerine dalamadım,
bedenine sarılamadım,
ruhunu öpemedim,
tenine dokunamadım,
saçını koklayamadım
senin
Sahi ya!
Birde rengin olmalı senin
siyah, beyaz sari yada buğday gibi
Kökün olmalı Akdeniz’den, Ege’den
Asaletin olmalı Erzurum’dan
Mesela kokun olmalı papatya, nergis, yasemin, gül gibi
mavi ve siyah, kahve rengi ve yeşil
Senin birde adın olmalı Çiçek gibi.
Heybeti ile dimdik duran şehir kıskandı
gizli saklı kalmış ne kadar sokak varsa
orada aradım seni…
Meçhul yüzünü
karanlığa saklanan sokaklara sordum,
falcılara sordum sancımı!
İstedim ki sen perim ol
çık gel varlığıma sarıl.
İstedim ki! şimdi gel,
gelirsen söz veriyorum
döşüme yatırır
sevdiğimi söylerim düşümdeki gibi
Sensiz duvarlara dayayıp yorgun sırtımı,
meltemlere bıraktım yüreğimi
Dedim ki!
saçları altın gibi sarı,
gamzeleri olmalı yüzünde
birde gülüşü olmalı ilham saçan
Suskunluğa vermek istedim deli gölümü,
ara dedi bir ses
Gelecek bahar adın başak saçlarında ışıldıyor olmalı,
bense uykusuzum yine bu gece
Sonbahar yapraklarını savuracak neredeyse ağaçlar
Adın ısıtıyor benliğimi
Belli ki bu gecede seni bulamayacağım,
seni aradığım bil yeter sevdiğim,
bir kez gönül sesimi duy yeter
Ben yokluğunda yaşıyorum seni,
sensizlik burksa da benliğimi
Özleminin acısını çekiyorum
Galiba duygularım çatlağını buldu,
oraya akıyor sevdiğim
Yalnız adın kaldı sevdama katık yaptığım,
ne gülüşün nede resmin var avuçlarımda,
sensizlikten soyutlamak isterken kendimi!
Sorma!
Sorma!
Sensiz türküler dolandı dilime
dün gece balıkçının meyhanesinde
notasız söyledik hep bir ağızdan adını.
Ah dedim ah Mevla’m neden güzel yaratırsın ki kullarını?
Neden özel yarattıklarını yüreğime atarsın ki?
Diyorum ki!
Şimdi kumsalda olsak
nasıl koşar eğlenirdik!
Eminim ceylanları kıskandırırdı endamın
Hasret, ne zaman vuslata dönecek kim bilir sevdiğim?
Melek yüzüne dokunacağım günü özlüyorum,
dalıp gözlerin seyrini saçlarını okşarken,
bağrımda yatacağın günü
Hesapsız ve sorgusuzca sevişmeyi beklerken,
sevdim seni ve sevmeyi
Seni arıyorum düşlerimi süsleyen sevgili
Şimdi sensiz, senli günlere yürüyorum
Ey sevgili.
Ankara, 01/11/2009
İbrahim İmerKayıt Tarihi : 12.11.2009 09:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kutlarım
namık cem
Yüreğine bin sağlık İmer
tek kelimeyle harikaaaa beğeniyle okudum
sizi yürekten kutluyorum ibrahim bey
gönül sesiniz hep çağlasın.TEBRİKLERRRRR...
TÜM YORUMLAR (53)