Düşler Vurulunca Düşer/ben Düşkentindeyim

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Düşler Vurulunca Düşer/ben Düşkentindeyim

Sezen Aksu ile Aşkın Tera_pi hali-11

“Sigaramın dumanına sarsam saklasam seni
yokluğun ah yol yol olsa uzasa unutmam seni
Gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri
Gitme gitme el olursun sevdiğim incitir beni

Akşam vakti sardı yine hüzünler
Kalbim yangın yeri, gel kurtar beni senden
Akşam vakti dolaştım sokaklarda
Yırtık bir afiş, seni gördüm duvarda”

Aşklar aştım,göz fenerlerin her fırtınanın sonrasında onu aradım.
Aşklar dolaştım, rotasız özlemlerin deminde çayın demlendi .
Her seviyorum dedikçe dalgalar coştu, yalan diyorsun.Dalgalar dile geldi
- Sevseydin gitmezdi,sevseydin yanında olurdu.Onun göz pınarlarının dalgasını gördüm,benim dalgalarım öylesine.Hiç onun dalgalanışını gördün mü? İçin su gibi mi? İçini yıkayan sular var mı? Sen hangi aşk nehrin kirlenmişisin.Sen aşk okyanusu istiyorsun.Kirlenmişliklerini saklayacak okyanuslar arıyorsun.Dalgalarla kadınların kalbi kardeştir.Oradan bilirim.
- Ya erkeğin kalbi kaya mı? Hiç mi dalgası yok, hiç mi anlatılmaz algısı yok?
Benim taş yüreğimden çıkan nehre ne diyeceksin? Hangi yürek, hangi ayrılık, hangi imkansızlık…Taş bir yürekten ona akan ,ona eriyen dağlarım var.Dağlarım hep taş,hep kayalık ama dağım kalmadı onun hasretine eridi.
Dalgalar:- Gecemin atardamarını zorluyor şimdi hataların.Sen su olamazsın.
Sen kaç gece ağladın,kaç gece ağlamaktan gözlerin şişti.Geçmiş günlerin çamurları akıyorsa bu su olmak değildir.Sen hangi çamurun hamurunda yoğruldun.Sen hangi gece güzeli çamurdan yapıp yaşadı.İçindeki aklanışı anlıyorum; ama Yaşarken hesaplayamadığın kırılmaların takvimini yırtmalıydın.Aşkın neden kaçsın yağmurdan,damla damla neden erisin yalnız uzaklarda.Çamurlar şıklığına sıçramış olmalı.Nemli hesapların fotojenik sergisinde onu gördüm.Sızıları seni anlatıyordu.Her şeyinde hala sen varsın.
- Seni unutmak için girdiği sevgi turfandasında akıllara ziyan bir sevgi uçurumunda uçtu.İmtihandı sizin sevdanız.Kaybedeni olmayan, kazanını belli olan.
Bir üzüntü kaplıyor hücrelerimi, sabahlar uzak, içini bir ben görebiliyorum.
-Suskularına yorum arıyorum. Sahi sen hangi vicdanın beyaz meleğisin.
Beni kanatlarından atan hangi meleğin kanadı kırılmışlığını aşıyorsun.

Kuluçkaya belenen beklemelerin misafiriyim.Az kaldı .Bende gideceğim senden. Bin sen şehri oluştu.Kentlerin karanlık çünkü maviye çalan gözlerinin ışığı yok. Her sözünden kitaplar yazdım,kütüphane dolu,; ama okuyan yok.Sen,ödev vermelisin hasretin öğrencilerine. Öyle gelmeli ,öyle okumalı sevdamızı bizsizlik,hissizlik.
Hüzünlerimizin otobiyografisini yazdım; ama bitmedi.Yalnız iki gece uzadıkça uzadı.
-Orda gözyaşların,içi yakan sözlerin, can kırıkların uzar bin bir gece masalları gibi.
-Sahi sen mi anlattın bunca yalnız kaldığım anların efsanelerini yaza yaza bitmiyorsun. Zavallı bir gece oluyorum…


zavallı bir gece
bu gece ben gerçeğimden uzaklaşıp giderek
düşlediğim dünyaları seyrederek görerek
boynu bükülü bir köşede kadehiyle yarışan birine
teselli vermek onunla gülmek ağlamak istiyorum

kaderci bir şarkıyla of çekip de şöyle
büyülü bir ask arıyorum”

Sağa sola kaçışan mecnunların pabuçlarından giydim.Ben bu derdi bir yere aklamalıyım. Rüyalarımda göründüğün anların filmini çektim. Şimdi yaşadıklarımızın belgeselini çekiyorum.Sevginin ne kadar yüce dağ olduğunu, üstüne sensizlik karları düşünce,ben orda yapayalnız üşüyünce daha çok anladım.
Ben sana bu kadar iç akıtan acılı nehirler akıtırken; ancak bu anlamsız kaprislerle bir büyünün bulunmazı olman ne kadar doğru.
Seni çok sevdiği söylediğim senistan’da, itildim, kakıldım ve horlandım, dışladın, dar ağacına asıldım, taşlandım,; ama yüreğimdeki figürlerden sana çizdiğim sevda resmimi kimse aşk duvarımdan silemedi, indiremedi bilesin.Yaptıkların belki Nemrud’un kıza yapmadı; fakat onun kızısın bile diyemiyorum yetim aşkım.
Özlem çizgilerimin nice tabloları vardı.Her aşk kentinin girişine seni astım.
Aşağılandım, hapislerine atıldım; ama yılmadım seviyorum dedim. O,artık beni sevmese de ben aşkı yaşıyorum ya.Aşk anlatılmaz,aşk yazılmaz, aşk paylaşılmaz, aşk suyun suyla durulanmasıdır.Benim yüreğim “büyük okyanus” … Ben aşkıma durulanıyorum.

“cesaretim olur o zaman
düşünmeye içtenlikle
açık seçik ve hiç korkmadan
sonuna dek dürüst ve sevgiyle

bos yer değil yok inanmam
koşarım yine ardından
bulsam da olur bulmasam da
bu ümit beni bil yaşatan”

Sevgi okyanusumun derinliklerinde topladığım rengârenk çiçeklerle sensiz kalakaldım. Bütün büyük aşkların erkek kahramanı oldum, bir kendim olamadım
-Beni bul ey ben dedim.Beni bulsam,seni bulacağım .
.
Aşklar yaşadım aşk arası yarama dirhem olsun diye. Deniz fenerleri hislerinin kamerasıyla her şeyi sana anlatmış olmalı ki yaşadıklarımda gölgen uzar.
Her gidiş fırtınasının ortasında seni aradım,gel saçlarının arasında akla beni.
-Seviyorum dediğimde kaybettim kaybetmeyi.Ne dememi beklerdin ki..
Mümkün olsaydı,daha sana nice sevgi masalları yaşatacaktım.Kulağına içinde depremler oluşturacak sözler yazacaktım.
-Yeniden, yeniden sevmek mitinginde herkesin pankartında Bensin,Bendensin yazılıydı.
-Gözlerinden düşenler düşlerimi vurdu.Tek hasadım onlardı şimdi yaralıyım ta düşlerden,ta sana düşkünlüğümden.
Düşüyorsun düşlerimden şimdi. 'Kal bir ömür' Kalakalmalarımı kalayla. Ne desem desen desen yırtıldı kalbinde biliyorum.Nakışlı sözlerini de yırtmış atmış olmalıyım
Yetimsin, ulaşamadığımsın.

. Aşina bir bülbülüm gül dallarında .Vedamın vadilerinde göz pınarları rahat rahat akmalı nadasa bıraktığımız mutluluklara. Huzur ormanına uçmalı ak güvercinlerin.Seninle ilk buluştuğumuzun ağacın üstüne yuva yapmalı .İki yumurta yapmalı aşka ve sensizliğie. Yarın bir civcivdir.Büyüsün de uçsun aşkımız, bitirileyeşimiz.
Bu aşk tabutu değil ki sen de tutu son kez ucundan.Henüz musalla taşına gidecek kadar bitmeleri yazmadı kader.

“yaralı kuşum hazan güneşim
güz ayazında kor ateşim
bir sözün uçur göğüm gün açsın
yad eller aldı bizi
haberini sal kara bahtlım
beni yanına al yarası saklım
üzerime hatıran yağıyor
bu yokluk yaktı bizi”

Yokluk yellerine sarıldığım esintilerin ezgisini yitiren bu mevsim senfonisinde adın kaldı, yüreğin kaldı.
Aşınmış vuslatların kıyılarında yuva yaptı bülbülüm.Sensizliğe melediler dizeliyor.Düşler vurulunca düşermiş, ben binlerce kez düşünde vuruldum ,
düştüm; ama sen susarak zor ve çözümsüz ağıtlar dizerek çaresiz mevsimler sundun.Ben seni bir gün geleceksine güneş kıldım oysa güneşinin halkalı ışıltılarından yaktın bütün umutlarımı.Şimdi kapkara hayalleri olan
Susuz ve sensiz yalnızlıklarının ölü iklimlerinde, yalnız hazanı yaşayan ali bir aşk mudisiyim.

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 21.10.2009 12:33:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan