Bembeyaz bir tuvaldin gönlüme asıp ta adını yazıp, yüzünü boyadığım.Bir karakalemin attığı çiziklerden ibaretken, gözlerinden akıp gelen ışık, göz yaşlarımla rengarenk bir gökkuşağı açmıştı içimde. Ona bandırıp fırçamı, bir dünya çizdim sana. Bir tablodan ibaret değildi. Bir filmin kareleri gibi her gün en güzel renkler can buldu suretinle, düşlerimi süsledin. Sol yanına yerleşip bir düşe hayat veriyordu yüreğim. Gözlerinin ışığı silmişti, yüreğimden taşınmıştı tüm karanlıklar. Oturup beyaz bulutlara bizi izlerdim. Rüyalar bile bu kadar güzel olamazdı. Tüm romanlarda, tüm filmlerde tüm acılara, aksiliklere ve 3.kişilere rağmen son; mutluluk yazardı. Başka bir sonda zaten güzel yüreklere yakıştırılamaz, kader iyilerden yana olmaz mıydı. Düşlerin pırıl pırıl yaşayan renkleri gözümü kamaştırmıştı, başka şeyler düşleyemiyordu yüreğim. Fırçam uzakken kötü olan her şeyden, ihanetini beklemiyordu kalbim. Hazırlıksız yakalandığım bir tufandı bu. Bir çift sözün soğukluğu eritti bulutları, artık ateşlere katığım. O kadar keskin ki sözlerin, tam ortasından yırttın düşler perdesini. Makinist filmi oynatmaya devam etse ne yazar artık, karanlık yutar ne varsa ona dokunan, ışığı yansıtmayı bilmez ki. Şimdi yırtık düşler perdesinde ihanetinin karanlık yüzü çizili.
Su Eda GümüşKayıt Tarihi : 27.2.2007 00:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

tebrikler güzel çalışmaydı....
Güzel betimlemelerle, harika bir anlatım. Yüreğinize ve kaleminize sağlık. Sizi Sevgiye Çağrı grubuma davet ediyorum. Sevgiyle kalın.
TÜM YORUMLAR (3)