Düşlemiştim seni...
Çocukken...
Sıcaktan uzak gölgesinddeyken ıhlamur ağaçın,
Düdük yaptığım söğüt ağaçın dalında,
50 yıllık çeviz ağaçının üstünde,
Kütür kütür yediğim erik ağaçın tadın da,
Söz verip beni beklettiğin elma ağaçının altında,
Anladım sevginin rengini...
Gençlik yıllarımda...
Volta atarken sokaklarında Stuttgart’ın,
Tarlada kızgın güneşin altında gördüğüm gözlerin,
Karanlık sinemada elini tuttuğum an,
Gönen’in dar sokaklarında yağmura aldırmadan gezdiğimiz günlerde,
Antalya’nın tophanesinde deniz kokusu ile içtiğimiz çayın tadında,
Sana sunduğum güllün dalındaki yüzükte,
Dilimin tutulup “seni seviyorum” diyemediğim o an,
Anladım aşkın sonsuz olmadığını...
Şimdi yanlızğının koynunda anlıyorum vefayı,
Şimdilerde anlıyorsun vermenin karşılığının olmadığını,
Yolcunun yolundan dönmediğini,
Gidenin arkasına bakmadığını,
Hesabın bu dünyada verilmediğini,
Vizdanın bir çizelge olmadığını,
Sevginin tarifsiz bi sır olduğunu,
Hasasmış terazinin iki kefesi,
Birinde vizdan,
Diğerinde akılmış insana bahşedilen,
Onunda kişiye göre ortasının olmadığını...
Yinede sevmiş ve seninle düşlemiştim sonumu...
Oda bir yalanın ucu veya sonu değilmiş...
Cevapsız soruların cevabı da değilmiş,
Son sözümü sana düşlemiştim,
Hayaller kurmuştum en özelinden,
Onlarda solmuş güneşin altında,
Karanlık gecelerde... ay olmuş pusulam,
Yıldızlarsa dostum,
Her birinin kulbuna eklemiştim düşümü,
Adını Zühal koyacaktım ki,
Birde baktım ki rüya imiş en acısından...
Ölümün diğer adı ise Ozan’mış,
Bende ki ise bir garip düş...
Mehmet Aydemir 17.08.2011 saat 00:01
Mehmet AydemirKayıt Tarihi : 17.8.2011 00:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bir evliğinin hesap üstü...
sevda hep kimsesizdi
yürümek güneşin yolunda pırıl pırıl
saygılarımla yüreginiz dert görmesin
TÜM YORUMLAR (11)