Aşkın tezgâhında dokunur sevda,
Sonra nakış, nakış kilime düşer.
Şeyda bülbül gibi olmuşum şeyda,
Halimden anlamak gülüme düşer.
Zalim felek yaman örmüş ağını,
Beyhude tükettim gençlik çağını..
Hasret yüreğimde bir kor yığını,
Yılların tortusu külüme düşer.
Suçlu olan her kim ise burada,
Bana hep sensizlik çıkmış kurada..
Tam ermek üzere iken murada,
Ervahı yine bir zulüme düşer.
Duygular içimde olunca harman,
İlham perisinden gelir bir ferman,
Sözleri gönlümde eğirir kirman,
Sonra bükle, bükle dilime düşer.
İş bu ahvalimden bende bizarım,
Belki biraz bencil, bir işgüzarım..
Ben aklım erdiği gibi yazarım,
İdraki, yine o zalime düşer.
YAŞ der; son darbeyi vurma enkaza,
Seninde içerin yanacak keza..
Bu ne ecel, ne de eceli-kaza,
Mutluluk sayende ölüme düşer.
19.06.2012
Kirman= Yün eğirme aracı
Mehmet YaşKayıt Tarihi : 4.9.2014 23:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!