‘’İkindi Yazılarına düşen kelimelerdik,
Ve bir de Nedim Ali’ye dökülen,
Hür bir nehir gibi…
Andırından bulut, bulut,
Serinleterek göğü…
Kristalize olmuş yumruğuyla,
Ve ürküten dağları yağmurlarıyla,
Seven kelimelerdik.
Havayı, suyu, toprağı İkindiye vurarak,
Şair zamanlarına sererek yeri…
Kertmendeki o yetim çocuktuk…
H. İsmail Yasin olup göçerdik kelimelerce.
Kâmil Aydoğancasına harlanıp;
İkindi Yazılarına giren kelimelerdik.
Andırına yetişen ve İkindilerde pişen…’’
Sıcacık bir ekmek, pide, somun kokusunda,
Tadında ulaşırdık yerlerimize hep…
Buharımız üstümüzde tüterdi,
Çıktığımız fırından olsak da uzaklarda,
Aylarca, yıllarca…
Ve biz, fırından yeni çıkmış,
Ekmek tadında kelimelerdik…
Andırından tüm Anadolu’ya ulaşan,
'Aştık'...
Aşktık, meşktik;
Aç dimağları doyuran,
Ak dimağlardaki,
İkindi Yazılarında.
Uçan kelimelerdik…
Zarfa girmiş, ancak mazrufa açılan...
... 'ipini beraber’ tuttuğumuz,
Uçurtmanın kanatlarında,
Ve İkindi Yazılarında.
Göndere bayrak olup çekilen,
Ve kuşların kanatlarında göğü,
Mavi sahiplenen kelimelerdik...
Yerin siyah/beyaz tonunda;
Ve İkindi Yazılarında…
Kayıt Tarihi : 19.10.2023 10:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!