Bir gün düşeceğim toprağa,
asırlık bir çınar gibi,
ve sanki hiç yaşanmamış,
umutsuz sevdalar gibi...
buluşacağım sonsuzlukla,
ertelenmiş randevular gibi...
Bir serçe şakıyacak dalında,
acıklı şarkılar gibi...
hesabını kapatacağım,
yitik hayallerin,
erişilmemiş umutlar gibi...
Bir hazan olacak gönlümde,
dökülen yapraklar gibi,
kimbilir belkide,
vaktim olmayacak,
bir hüzünlü vedaya...
gideceğim,
fırtınalı bir sonbahar gibi...
Ellerimden tutacak tomurcuklarım,
gözlerinde yağmurlar,
billur bir pınar gibi...
hiç bir gam olmayacak gönlümde,
kuş gibi hafifleyeceğim,
bir kayanın altından
özgürce kalkar gibi...
Gideceğim sevgilim gideceğim,
durulmuş sular gibi,
bir busen olacak yanağımda
ucu yanık mektuplar gibi...
artık mevsimidir,
dökülme zamanı şimdi
olmuş meyvaların,
gerilerde kaldı çoktan,
coşkulu fırtınalarım...
Şimdi bir sabah meltemidir,
bir avuç toprağımın üzerindeki,
çiçekleri okşayan...
sevgilim,
dingin bir uykuya ağlar,
öpülesi gözlerin...
bil ki ben sana,
hep sana hasrettim...
Düşme zamanı geldi oysa,
kurumuş yaprakların,
gökyüzüne yükselen,
bir damla buhar gibiyim,
dinle bak dinle,
işitiyormusun,
İsrafil,in surunu
duyar gibiyim...
Kayıt Tarihi : 19.4.2009 23:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kucak açarken yaşama bir küçük nar tanesi,hazırlanmaktadır son yolculuğuna bir başka annesinin bir tanesi...
TÜM YORUMLAR (3)