Düş ve Taş Şiiri - Turgut Koçak

Turgut Koçak
17

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Düş ve Taş

DÜŞ ve TAŞ

Kış olup ayazımı taşıdım/
Dağa taşa toprağa/
Ölçüp biçerek geçtim/
Kaldırımları ıslak/
Bütün sokakları kederli şehri…

Çocukça hevesim çoktu/
Raylarda çınlayan seslere alıştım/
Ne yapıp ne ettiysem/
Bir türlü/
Sesimi işitmedi bahçe kapısı…

Dile geldi fabrikalar iş atölyeleri/
Sonra bir meydana çağırdı/
Abiler/
Ablalar/
O gün bugündür dindiremedim öfkemi…

Sonra uzun bir günün birinde/
Sesimin izine düştüm/
İçime attığım dertlerle/
Güle gül demek için
Taksim’de buluştum…

İçi dışı görünen/
Bir camın arkasından bakarak/
Şehirde kendisini saklamayan güneşle/
Birlikte kalkarak/
İnip bindim bir vapura…

Koca koca binalarda neon ışıklarıyla yazılmış/
Şirket yazılarına bakarak/
İçimin isyanını avuttum/
Ses ver dedim bir martıya ses ver/
Soğumadı ama yüreğim…

Benim için/
Yaprağı bile kıpırdatmayan rüzgâr rüzgâr değildir/
Erkendi çok erken/
Bu yüzden/
Gölgeleri serdim iş merkezlerinin önüne…

Gördüm/
Motorlu bir kayık gidiyordu/
Kendi dümenin suyunda/
Ah dedim aynalı Şakir ah/
Bütün günahlar sendedir…

Ben yazarım/
Aşkın seyir defterine sen yazma/
Kendini Karacaoğlan sanıp da/
İçlenme/
Dağıtma bırak kendi halinde kalsın kekik kokusu…

Sorsam tanır mısın ıslak yağmuru/
Kaldırımlara düş döşe desem/
Acaba var mıdır sende/
O kadar beceri/
Bir o kadar düş…

Koptu kemanımın teli içimde dert kaldı/
Küçümsediğim şeyler oldu ah fakat/
Yaşamı/
Ve aşkı/
Küçümsemedim hiç…

Turgut Koçak
Kayıt Tarihi : 6.10.2025 14:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!