masallarla uyuturken masumiyetimizi
bir varmış, biz yokmuş…
ihanet çiçekleri kuruttum
ikinci el kitapların kullanılmış ruhları arasında
sararan sayfalar değildi oysa
ömrümdü…
altını çizerken her kaybın yok pahasına
kararan sabrımda yoksun/luğum
kördüğümdü…
düş geceme…
vakit on ikiyi göstermeden henüz…
mürekkep lekesi değil ellerimizdeki unutma
ruh karasıdır tenimize bulaşan
sen yine de
kristal ayakkabıya inancını yitir
takip et ayak izlerimi kuraklığımda
kaçarken karanlık ormanlarımızdan
ürkütmeden koş içimizdeki uykuyu
kim bilir
birkaç ekmek kırıntısı
aydınlatır belki içimizdeki kuytuyu…
Ey hasretine diz çöktüğüm
Ey umudu serçelere yem eden
Anka kuşundan bahset çocukluğuma
uzak diyarlarda bırak dudağımdaki ıslığı
yanarken kendi külümle perişan
uzat yüreğini yarama
bir düş uyandır uykumuzdan
şiire daldım; çıkar incini kabuğumdan
sonra unut dizlerinde başımı
bir sevda doldur yüreğime, demli olsun
gökten bir sen düşsün aşka, aşktan…
söylenmemiş bir masala inandır beni en baştan….
Ayda Canbaz
Ayda CanbazKayıt Tarihi : 12.12.2010 13:04:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ayda Canbaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/12/12/dus-uykusu-4.jpg)