Karanlığın,güneşi uğurladığı bir zamandı
Tam,gitti ve bitti derken
Yokluğuna artık,alışmaya başlarken
Anıları yırtarak çıktın karşıma yine…
O haşin ama bir o kadarda ürkek bakışlarla
Oturuverdin izinsiz karşıma.
Yosun rengi gözlerinle
Sessizce kanayan yarama basıverdin yine tuzu…
Oysa…
Oysa oturmuştum ben çilingir soframa güzelce
Demlenip kendi kendime
Boşalan ve sayısı artan kadehlerimle dertleşiyordum
Sensizliğin verdiği acıyı yudum yudum
Paylaşıyordum onlarla sessizce…
Senli sularda boşa kürek çekmekten yoruldum
Ufku görülmeyen denizlerde kayboldum
Yokluğunu ayazında çok üşüdüm
Yaktığım sadakatsizlik kandillerinde bile
Kuru bir yaprak gibi titredim.
Aynı denizde dalgalansak da,
Farklı sahillere vurduk hep,asılsız bahanelerle…
Evet
Bunlar yüreğimin
,sancılı hüzünlerimin kalemi olup yazdığı
Lavlarla kavrulmuş ve kuraklaşmış
Toprakların altında kalan
Gün yüzüne hasret bir yaban çiçeğinin masalı işte.
Kurumaya yüz tutmuş bir çiçeği hazine gibi ruhunun
Odasında saklasan
Ne yazar ki…
Sus,
sus artık, konuşma!
Sadece dinle beni
Yalancı kehânetlerini
Esaretliğini düşünmek bile
Gözlerimde sel olmaya hazır bekliyorlar
İçin için sızlayan sol yanımla
ve
Hicranlı şarkılarla acılı coşkularla hem de…
En çok ta geceleri,
Geceleri yalnızken koyuyor özlem, yüreğime buselerini
Ve lâl olmuş dilimdeki sitem ise
Sevişiyor susamış dudaklarımla.
mühürlediğim aşk pazarımın kepenklerini
Suskunluğa mahkum ettiğim dilimi
Açtırma bana artık mazinin kapısını..
Son isteğim ise;
İzin ver de dilim küssün sevgiliye
Ruhumda gücensin sevgine
Ne olur…
Bırak ta gideyim artık,
Çerçevesi hayal olan resminle
Cezamı keserken kırdığın kaleminle
Can evimden yaktığın közlerinle
Kendi yıkık hayallerimin düş ülkesine doğru…
Kayıt Tarihi : 7.4.2013 11:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kutluyorum sayın Şafaknur Yalçın...
TÜM YORUMLAR (1)