Şairim, hülyadan vazgeç diyorsun,
Gönlüne münasip yar seç diyorsun
Ayrılık yazgımız er geç diyorsun
Yanlış mı işittim duydum, düş müydü?
Gel, demiştin kıramadım ricanı
Güçlü sevgim hiçe saydı bu canı,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
siz neler diyorsunuz be gerzekler cinsellik şiire konu olmamalıymış yok ya sizemi soracaktı ilham şaire gidiyorum münasipmidir mi diyecekti şiiri yargılayan ilhamı sorgulayan aptal nasipsizler karşınızda bir şiir ufku bulunduğunu bilmeden laga luga konuşup duruyorsunuz aptallığınızın denizine işeyeyim emi
muhalifx..........
Cemal ustamız adeta bir fabrika. Ne malzeme verirsen ver onu işleyip çıkarıyor. Defo var mı sen ona bak. Ben hiç bir kusur göremiyorum.
saygı duyduğumuz,
şiirlerini zevkle yorumladığımız Cemal SAFİ şiiri mi bu?
bu güne kadar hiç duymamıştım,
keşke hiç duymasaydım...
şu an düş kırıklığı yaşamaktayım,
Cemal SAFİ bu şiirini imha etmeli bence!
hadi Cemal SAFİ yazmış,
bu şiirin yayınlanmasına müsade edenlere ne demeli!
lütfen etik değerlerimizi yitirmeyelim,
lütfen şiiri kirletmeden, daha özenli şiirler seçelim arkadaşlar...
Yakışmadı sana,
ve senin şiirdeki tarzına şair,
Her şairin bir duruşu vardır,
ki,
o duruş şairin şiir felsefesiyle,
kişiliği ile özdeştir,
O duruş hep korunmalıdır,
Şiir,
hiç bir zaman etek altı ve belden aşağı inmeyecek kadar özel ve güzel bir değerdir,
Sevgi,
bir başka türlü kelimelere dökülebilirdi şair,
Satırlarında bir mahremiyeti vardır,
hele hele şiirde,
Ne yazık ki bu satırlar ben Cemal Safinin şiir sevdasına ihanet etmekteyim diye bas bas bağırmakta,
Karizma meselesi şair,
İlk kez seni tebrik edemedim,
Şiir adına üzgünüm...
bence cinsellik şiire konu olmamalı...
Sevgili üstad, sizin şiirlerinizi yorumlamak, bilmiyorum bizlerin ne derece haddinedir. Ama af buyrun ve bu yorumu okuyanların şu teorimi düşünmesine fırsat verin: 'ustalar da yanlış yapar!'
Şiiriniz bir harika, ki adını hatırlayamadığım bir edebiyat sitesinde 'erotik şiirler' diye bir bölüm vardı, bu siteye bir daha ulaşamadığımdan, bilmiyorum sizin bu şiiriniz orada var mıydı?
Şimdi gelelim size olan sitemime: 6. kıtanın sonundaki 'bir ara kalçandan kaydım, düş müydü' mısraı, erotikden öte pornoyu andırıyor.
Olmaz ki Usta, biz böyle yapamayız!..
tek kelimeyle muhteşem bir şiir
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta