Başmakçı halısının içine
suskunluğu sardım az önce
yuvarlayıverdim bi güzel oldu
köpüklü bir kahve
yanında suskunluk
ikisi de sade
içip uzanacağım
uzandım koltuğa
bir süğem bile değilmiş boyum
ha ben ha sülümancık
ortada kara bir leke gibi kaldım
kendimden utandım elbet
hemen başıma toparlandım
mürenimi vurmamalıydılar
Demircili denizine hüzün gelmezdi o zaman
dudağında bir hafif hüzzam
hazan gelirdi
bi karar yaprak dökülürdü göğün eteklerinden
toplar ocak yakardık
sıcak olurdu… öpüşme vakti
sen çok akıllısın
telefonun akıllı
oradan uzatırdın dudağını
ben mutfak penceresinden
az şey mi
geçmişten iner kerevete çıkardık
sonra bizim oralar
erikler armutlar bük üzümleri
karamık çiçeğine dek
düşlerimizin ayarı ardına kadar açık
az kalırdı memleketi kurtarmaya
n’oldu bize sevgilim
söyle n’oldu bize
enfarktüs ne
bu beyaz adam kim
ayak ucumdaki mor kızın gözleri
neden elli dokuz elli dokuz yanıp sönüyor
düğmeye basar mısın sevgilim
düğme!
düş’müş!
Ali Tekmil / 06.04.2016
Ali TekmilKayıt Tarihi : 16.8.2016 22:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ali Tekmil](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/08/16/dus-mus-4.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!