sığınmışım şu bakır semaverin buharına
ve düş bohçalarımı kurcalıyorum bu sabah
kırk yıl önce gelin olmuş bir kadının
kendi çeyiz sandığını kurcalaması gibi
her parçasına ağır ağır
ve özenle dokunuyorum mazinin
teneffüs zili sonrasında
yüzlerce okul çocuğunun yarattığı
o tatlı curcuna gibi
ama hüzün eşliğinde kaçışıyor anılar
sadece çocukluğumu yakalayabiliyorum
eteklerinden
çocukluğumun bir yanı
yüreğimin tanımıyla; muhteşem Ak Dağ’ım
diğer yanı ise mağrur
bir yılan gibi kıvrılarak ağır ağır akan
alçak gönüllü Murat
bir de ağladığına tanık olduğum
ve birlikte ağladığımız yağız bir at
Yağız’ım, asil kısrağım
tam da yelken açıyorken gençliğime
-kahretsin-
kulakları tırmalayan o ses
vınnn...
şu, motorlu/hızlı gençler
çaresiz
veda ediyorum anılara
ama bir kez daha hissediyorum
gerçeğin buruk tadını
çocukluğumun o mahzun çağı
asırlar önce kapanmış
ve çoktan yitmiş
yabani çamların altında da
bitmeyen o çiçekler
ve yok oluyor düş bohçalarım
ufka dalan gözlerimde
mor çiçekli kekik kokularıyla
Ak Dağın asaleti
ve dert ortağım Yağız’ın gözyaşları
öylece kalıyorum
15.03.2012 – İstanbul
Müjdat BilginKayıt Tarihi : 15.3.2012 15:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Atlar ağlar... Bu ancak yaşayan bilir. Hem öyle güzel ağlarlar kii. ; İşte buyurun. 'ATLAR AĞLAR MI?' sorusuna yanıt:
Bir şubat ayazında yarıcı ayrıldı evden
Ev sahiplerine bile söylemeden.
Yükleyip eşyalarını giderken
Yaşlı atı o soğukta çıkardı ahırdan,
Saldı yazıya ardından bile bakmadan.
At her akşam eve geldi yazıdan,
Baktı ne bir ışık, ne yem, ne karşılayan.
Kapının önünde bir çeşme babamdan kalan.
Sular çok fazla, akıyor üst oluğundan.
At, birkaç yudum içti yalağından.
Bir medet umdu bitişik komşulardan
Kişnemeye bile mecali olmayan
Başını dayayıp kilitli demir kapıya,
İri yaşlar döktü o güzel gözlerinden,
Kim bilir o anda neler geçti içinden.
.
Oysa herkes kendine bakmaktan acizdi anlaşılan.
Hain yarıcı evi boşaltıp kaybolmuştu ortadan.
Koca ev kalmıştı viran.
Amca kızı görmüştü çeşmeden su doldururken.
O günden sonra ihtiyar atı kimseler görmedi zaten.
Bir gün sorarlarsa size:”Atlar ağlar mı? ”
Hiç tereddütsüz deyin ki:
“A t l a r d a a ğ l a r, hem de yürekten.”
Kutluyorum şiiri ve sizi Müjdat ney. Nicelerine..
Çoktan saklandı eski bohçalar!
((Düşlerdir, insanları hep bir yerden alıpta biryerlere götüren. yaşanmışlıklardır belkide insana yaşam sevinci aşılayan. .....Şiir anlatım ve akıcılık olarak tablo güzelliğinde. bizleri alıpta oralara, kimi yaşanmışlıklara götürdü. ....Sonsuz selam ve saygılarımla.))
TÜM YORUMLAR (34)