Sanırsın her gün atlas döşekte uyurdu
Hiç bir zaman da ekşi değildi yoğurdu
Kendisi şehzade, onu sultan doğurdu
Yalanı, yanlışı yok, dürüstlük abidesi
Tipini beğenmeyenler çatlar ölürmüş
Aynada beşer kendini dev görürmüş
Her bulduğunu cebe doğru götürmüş
Arsızı, hırsızı yok, dürüstlük abidesi
Bir eli işteyken kırk bir eli oynaştadır
Boş lafa gelince bakarsın en baştadır
Güçlüyle barıştadır, zayıfla savaştadır
Hilesi, hurdası yok, dürüstlük abidesi
Söğüt gölgesinde geçirdi tüm ömrünü
Konu komşu verdi odununu kömürünü
Lafa gelince bırakmaz mangalda külünü
İşi, gücü yok, dürüstlük abidesi
Namazda gözü, ezanda da kulağı yok
İmamdan, müftüden bilgisi daha çok
Yersen eğer ki gözü, gönlü de pek tok
Abdesti, namazı yok, dürüstlük abidesi
Ne köy bilir, ne saman, ne de samanlık
Versen dört koyun, yapamaz çobanlık
İşine gelince olur tam boy yağdanlık
Lafı, sözü yok, dürüstlük abidesi
Say desen belki de sayamaz ama yaşını
Askerden, doktordan daha çok bilir işini
Bilen bilir, bilmeyenin kırar otuz iki dişini
Gelmişi, geçmişi yok, dürüstlük abidesi
Elinden kör eşek yem yemez, ahkâm keser
El beğenmez onu, o kendini sanır şaheser
Hep kendine doğru yontuyor elindeki keser
Sabrı, şükrü yok, dürüstlük abidesi
11.05.2020
Kayıt Tarihi : 29.9.2020 08:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)